Yine bir bahar ayı ve yine ben çizgisiz resim çalışmalarına başlamış durumdayım. Yılın bu bölümü beni hep aynı istek yakıp kavuruyor. Bu tarz çalışmalara bakıp bakıp kuduruyorum. Bu aralar içimde apayrı bir resim yapma isteği var, sanırım yeterince çizim yapamamaktan kaynaklanıyor bu durum. Biraz para kazandırdığı için maketlere tüm zamanımı ayırmak durumunda kalmamdan ötürü gönlümce çizemiyorum, oysa uzun zamandır aradığım ideal defteri bulmuş gibiyim. Tez zamanda eski günlere dönebilmeyi isterdim. Bazı şeylere farkında olmadan o kadar bağlanmışım ki. Henüz güneşin ışıklarının ulaşmadığı bir benzin istasyonunda arabadan inince insanın nefesini kesen soğuğu çok özledim. Bitkiler ortalıkta yokken kilometrelerce alanda çırılçıplak uzanan topografyayı izlemeyi özledim. Şimdi beynimde sürekli birbirinden bağımsız, bölük pörçük anılar dolanıyor. Adını hatırlamadığım bir yerde ve zamanda geçen şeyler. Dişimi fırçalarken, not alırken, ayakkabımı çıkarırken hep aklıma geliyorlar. Sanırım kapalı alan bana yaramıyor. En çok hasta olduğum senem bu seneydi, ne iyileşebildim ne de düzgün hasta olabildim. Hep her şey arafta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder