"Ulema, cühela ve ehli dubara; ehli namus, ehli işret ve erbab-ı livata rivayet ve ilan, hikâyet ve beyan etmişlerdir ki kun-ı kainattan 7079 yıl, isa mesih’ten 1681 ve hicretten dahi 1092 yıl sonra, adına konstantiniye derler tarrakası meşhur bir kent vardı."
Diye başlıyor İhsan Oktay Anar'ın, Puslu Kıtalar Romanı, tüm romanları muhteşem olan zatın satırları bu şehri yaşanılır kılıyor. Kirin, pasın içinde, gürültülü sokaklarında gezerken Konstantinapol'ün, şantiyelerine, hafriyat kamyonlarına inat, ben bu şehri İhsan Oktay'ın romanlarındaki gibi görüyorum hala. Puslu Kıtalar Atlası işte tam burada başlıyor, Galata Kulesinde, gözcülerin Arab İhsan'ın yelkenlisini haliçe girerken görmesiyle, dolayısyla benim İhsan Efendiyle tanışma hikayem de.
This Saturday was a reminiscent of a summer day, so that we grab our gears and found ourselves near by Galata Tower. This old tower saw lots of stories and characters during the history in Constantinapol. As an person who falled in love with old towers, Galata Tower is a perfect object for me to draw. When i drawing the tower, noticed that, it's very hard for me to arrange perspective rules on a spherical shaped object. I think, i get used to draw cubic buildings and that made my hands lazy. Sometimes it is good to find different shaped buildings to move finger muscles.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder