28 Eylül 2016 Çarşamba

Çizim Defterlerine Dair (About Little Sketchbooks)


     Bu küçük çizim defterleri, hayata dair çok fazla detay içerebiliyor. Bahsi geçen bu defterlerimin sayfalarında göz gezdiren alelade biri, tren istasyonlarında ne kadar çok vakit harcadığımı kolaylıkla anlayacaktır. 

     Little sketchbook can contain lots of details about our lives. An ordinary person, that just look at my sketchbooks pages could easily understand that, waiting in train stations consume most of my time. 

26 Eylül 2016 Pazartesi

İSKİ'nin Bahçesinde Çizim (Drawing In İSKİ Garden)


     Artık söylememe gerek yok, tüm çizim maceralarım birini yahut birşeyi beklerken gerçekleşiyor. Bugün yine İSKİ'nin bahçesinde beklerken elime defterimi aldım ve bu güzel salkım söğüt ağacının güzelleştirdiği bahçeyi elden geldiğince çizmeye çalıştım. 

     Now, it's not necessary to say that all my sketching adventures occure when i waiting for someone or something. Today, i was waiting in gardens of İSKİ and took my sketchbook and pen then try to record this beautiful scene with this drooping willow tree.

24 Eylül 2016 Cumartesi

Kış Mevsimi ve Ben (Winter and Me)


     Ne yazık ki Kuzey yarım kürede kış mevsimi kendini yavaştan hissettirmeye başladı. Kış mevsimi benim için senenin en tembel zaman dilimi demek, yaşamsal fonksiyonlarımı neredeyse bazal moduna düşürüp, mümkün olduğunda evin dışına az çıkarak bahara kadar bu şekilde hayatımı sürdürürüm. İmkanım olsaydı kış uykusuna yatma konusunda en ufak bir tereddüdüm olmazdı, Artık bir blog sahibi olmam sebebiyle bugün üşümeme rağmen resim çizmeye karar verdim ve kardeşimi de alıp haliç sahillerine doğru açıldık. Sahilde yağmur yağmaya başladı ve rüzgarlar buz tutmamıza yetti, bu sebeple sadece bir adet resim yapabildik. 

    Unfurtunately, winter is coming for northern hemispheres citizens. Winter is laziest time period of the year for me. During the cold weathers, i decrease my vital functions to nearly basal metabolism level, and try not to go outside of the house or office. If i got any chance to hibernate, no one can see me awake during this season, but because of i have a USK blog now, i decided to go out for drawing something. Then took my sister and went to golden horn. After opened our sketchbooks, rain started and wind never stopped, than our fingers became frozen.  

23 Eylül 2016 Cuma

Tren İstasyonunda Çizim - I (Drawing In A Train Station - I)


     Dün bahsetmiş olduğum çizimlerin ikincisi ve sonuncusu da bu resim. Eski istasyonların bu taş depo binaları ve küçük, sevimli odaları her zaman için şehirlerin en sevdiğim noktaları olmaya devam edecekler. Fırsat buldukça çizdiğim yapılar içerisinde benim için en değerli olanlar şüphesiz istasyon binaları ve yapılarıdır.

     Here is the second and last sketch of station drawings that i talked about yesterday. With old stone depots and cute little rooms, these old train stations will always be my favourite structures that belong to city pattern. Whenever i saw an old station building, i create some time to stop and draw it. 
İstasyon Binası ve küçük çizim grubumuz (Station and our little crew)

22 Eylül 2016 Perşembe

Kaptan Nemo'nun Anısına (In Memory of Captain Nemo)


Çocukluğumdan beridir en sevdiğim romanlardan biri Jules Verne ait Denizler Altında 20.000 fersah romanı. Okuduğum günden bu yana hep Kaptan Nemo'nun hala okyanusların fersah fersah derinlerinde, denizaltısıyla dolaştığını hayal etmişimdir. Bugün uzun bir aradan sonra yine Jules Verne'e ait olan Esrarlı Ada romanını okurken Kaptan Nemo ile yeniden karşılaştık. Fakat karşılaşmamız kadar ayrılması da ani oldu, yıllar sonra müstemlekeci dostlarımızın elinde hayata gözlerini yuman Kaptan, tüm sırlarıyla beraber kitabın derinliklerine gömüldü gitti.

Twenty Thousand Leagues Under the Sea is my one of the best stories i have ever read before. After reading this novel, i never forget Captain Nemo and Nautilus. Even my age, whenever i see the sea, still imagine Nautilus under the oceans. Today, after very long time later, we suddenly met again, but he disappeared with same speed. After years, our captain lost his life in our colonist friens hands and secrets of the Nautilus sank in deeps of the book.   

Tren İstasyonunda Çizim - I (Drawing In A Train Station - I)


     Anadolunun birçok şehrinde hala en iyi çizim yerlerinin tren istasyonları olduğunu düşünüyorum. Eski vagonlar, lokomotifler, su ve kömür depoları aklıma çoktan kaybolmuş zamanların kalıntıları. İşte Manisa garında bulunan o eski vagonlardan birisi. 

     In most Anatolian city, best drawing locations are train stations for me, Old trains, water houses, coal yards are ruins of lost decades for me. Here is an old coach.

20 Eylül 2016 Salı

Sahilde Çizim-I (Seaside Sketches -I)


     Biraz suda vakit geçirdikten sonra, boş boş oturmaktansa, bu vakti değerlendirmek istedim ve her zamanki gibi defterime sarıldım. Geometrik olarak bol miktarda hata içeren ve kimi objelerin abartılı olarak ölçeklendiği bu tip resimleri her zaman serbest elle yapıyorum. Hızdan kazanırken, teknik açıdan kayıplarım elbette oluyor.

     After a few hours in the water, instead of sitting with doing nothing, i preferred drawing as always before. Generally, i draw these pictures (with geometric distortion and exaggeraded scaled objects) with freehand. When saving some time, i lost some techniqual details.
   

19 Eylül 2016 Pazartesi

Eski Tekel Binası Yeni Turizm Müdürlüğü Binası (Old Tekel, New Turism Directorate Building)

 

Nefes almak için oturduğunuz bir kafede etrafta böylesine sade ve güzel bir bina olunca çizmeden duramıyorsunuz, burası çocukluğumdan beri her geçişimde dönüp baktığım bir bina. Bu güzel balkonlu odaya her zaman kıskanarak bakmışımdır.

I can't sit in a cafe without drawing, if there is such pure beautiful building nearby me. This building was a childhood dream for me. I always want that room behind the balcony .

18 Eylül 2016 Pazar

Saruhan Bey Türbesi (Saruhanbey Tomb)


     Bu tatil yine Manisa'daydık, otobüsten iner inmez eşyaları eve bıraktıktan sonra hemen çizim çantalarımızı alıp dışarıya koştuk, hava biraz sıcak ve oturacak taburelerimiz yanımızda olmadığı için günde bir resimden fazla çizemedik. Resimde gördüğünüz yapı Saruhanoğulları Beyliğinin kurucusu olan, Saruhan Bey'e ait olan türbe, binanın torunu İshak Bey tarafından yaptırıldığı düşünülüyor. Manisa'da bu döneme ait birçok eserde olduğu gibi bu bina da çevrede bulunan harabelerden toplanan malzemeler yoğun olarak kullanılarak yapılmış gibi. 

     As most of our holidays, this holiday we were in Manisa, it'a a little city near by Izmir(Smyrna). After we arrived to the city, left our packages to home and took our sketching gears and went to outside. This building is actually a tomb and was built in nearly 14. century. It belongs to Saruhan Bey. We can assume "Bey" word as lord, he was an old ruler in these lands

17 Eylül 2016 Cumartesi

İlk Yerinde Çizerlik Maceram (First Urban Sketching Adventure)


     Tatilde, evde eski defterleri kurcalarken sayfaların arasından bu resim fırladı. Henüz daha genç yaşlarımda, bir üniversite öğrencisi olduğum o yıllarda, utana sıkıla, elimde defter; çizim yapmaya çıkmıştım. O zamanlar Sultanahmet bugünlerin aksine turist kaynayan bir yerdi, o gün o kadar çok insan gelip resme yorum yapmıştı ki utanıp bir daha dışarıda çizime çıkamamıştım. Bu olaydan sonra, sessiz, sakin sokaklarda birkaç çizim girişimim de olmadı değil fakat bunlar yok denecek kadar az olduğu için saymıyorum. 

     In holiday, when i leafing through the old sketchbooks, this picture jump out. In my younger ages, when i was a little univercity student, without self confidence and in a very shy mode, i took a book and went to Sultanahmet square to draw something for the first time. After sketching something, lots of people came next to me and started to comments, but most of them was not good, so that, for a long time, i couldn't go anywhere for sketching. Now, i don't care humans words, a picture can be good or very bad, this not my point of interst now, i'll be a drawing student forever, even if i couldn't achieve this drawing job, at least, i'm recording my moments, and when looking to old sketchbooks, i remember this days and that's enough for me to draw.

8 Eylül 2016 Perşembe

Kağıt Ölçülerine Dair Küçük Bir Tartışma (A Little Discussion About Paper Size)


     Uzun bir aradan sonra dayanamayıp A6 yatay deftere tekrardan dönüş yaptım, her zaman kendime ufak sayfalara bir daha resim yapmayacağıma dair sözler versem de tutamıyorum. İşte yine yeminimi bozdum. İlginç bir biçimde A6'ya çizim yapmaktan inanılmaz zevk alıyorum. Bu ölçünün en güzel yanı da hızlı tamamlanması, bu sayede bugün iki resim çizdim. A5 sayfalar yeterli vakit olduğu durumlarda ideal de olsa, gündelik çizimleri yapmak için büyük kaçıyor, bitmeyen resimlerle doldu taştı A5 defterlerim. Bu sebepten A6'ya tekrardan kesin bir dönüş yaptım.

     After a very long time period, i turned to A6 size small pocket books for my daily sketches again. I always promise myself about not drawing a smaller page than A5, but never keep my word. Today, i oated my breaking. Interestingly, i enjoy drawing A6 pocket size sketchbooks. When i have adequate time for drawing, A5 size sketchbooks are perfect, but for daily sketches, A5 size sketchbooks can become very challenging. Most of pages in my daily A5 sketchbook full of uncompleted sketchs, because of that, i made a tight turn to an A6 book.


6 Eylül 2016 Salı

Eski Bir Resime Bakmak (Looking To An Old Picture)


     Bazı resimlerimi daha çok seviyorum, bunlar her zaman çizim kurallarına harfi harfine uyan çizimler olmayabiliyor, Yine hatırladığım kadarıyla bir Eylül günü çizmiş olduğum bu resme yeniden bakınca sanki o anı sayfada dondurmuşum gibi hissettim.

     I love some of my pictures more than others, these pictures sometimes can be not proper in terms of drawing. Despite this reason, when i looking to that page- probably i drew that sketch in a September day-, i feel like, time and space, crystallized at that moment in the picture.

4 Eylül 2016 Pazar

Genelleştirme (Generallization)


      Kağıda aktarabileceğimiz detayların seviyesi, defter ölçülerine ve kalem kalınlığımıza göre değişim göstermektedir. Özellikle  A6 ve daha küçük ölçülerde defterlere çizim yaparken detaylar bizler için büyük bir problem oluşturmaktadır, Bizde bu durumdan kurtulmak adına detaylardan olabildiğince vazgeçip, karşımızda duran sahneyi özetleyecek objelere çizimde yer vererek bu meseleyi çözüme ulaştırıyoruz. Bu konu mesleğim olan geomatik mühendisliğinde de önemli bir sorun oluşturmaktadır. Kartografya dilinde "genelleştirme" diye adlandırdığımız bu durum, harita ölçeğine ve boyutuna göre detay seviyelerinin düzenlenmesi aşamalarını kapsamaktadır. Yerinde çizerlik serüvenim boyunca, fazlaca yararlandığım disiplinlerden biri de kendi mesleğim oldu. Bu resmi çizerken de sürekli aklımda bu düşünceler dolaştı.

      When we recording a scene, the level of detail, depens on mostly size of our page and size of our pens nib. Especially, when working an A6 or smaller that A6 page, details become our most important problem. For solving that problem, i give up some of details and record the objects that can sum up the scene in front of me. That problem is also a trouble for Cartography. In the maps, level of detail influenced by size and scale of the map, objects and details in a map changed by these two paremeter. During my urban sketching adventure, one of the most useful discipline was Cartography for me. When drawing this little picture, this thoughts was occupying my mind.  

3 Eylül 2016 Cumartesi

Forum Istanbul'da Çizim (Drawing In Forum Istanbul)


     Kalabalık bir Cumartesi gününde gezmekten yorulup banklara oturup nefeslenirken yapmış olduğum resim. Yavaştan yaz mevsimi biterken, elime geçen her türlü çizim fırsatını değerlendirmeye gayret ediyorum şu sıralarda. 

     In a very crowded Saturday, after tired a lot, when i sat on a bank for a ten minutes break, drawed that picture. Nowadays, when summer leaving these lands slowly, i don't miss any oppurtunity for drawing.