14 Ekim 2021 Perşembe

Kurbağalı Dere

     Çocukken günlük notlar almayı çok severdim, her akşam kırtasiyeden özene bezene aldığım defterlerimden birini açar o güne dair aklıma  gelenleri karalardım. Bunu özel hissettiğim veya değerli fikirlerim olduğunu hissettiğim için falan değil, sadece olayları kayıt altına alma tutkusuyla yapardım. Bu defterleri ailede okumayan kalmazdı, önce detaylıca okunur ancak sonrasında okunmamış gibi yapılır, bir süre geçince ya dalga malzemesi olur veya aile büyüklerinin herhangi bir olaya sinirlendikleri ilk fırsatta yazdıklarım teker teker yüzüme çarpılırdı. Özel hayata saygı ne yazık ki Türk aile yapısına pek uğramayan değerlerden, ve yine ne yazık ki bizim aile de farklı değildi. Hala bu eski notlar zaman zaman onlar için eğlence malzemesi olmaya devam ediyor. Bildiğiniz gibi burası 2016 yılında yayına başladı, 2014'ten 2016'ya kadar bir sürü çizim yapmıştım ve bir blog açsam nasıl olur acaba diye düşünürken ortaya böyle bir yer çıktı, o günden beri kaç adet resmi sizlerle paylaştım bilmiyorum. Ancak bir mucize oldu, yazdıklarımı orta yere koyunca bir şekilde bu casusluk faaliyetleri son buldu. İnsanlardan saklamak istediğiniz şeyi doğruca önlerine koyduğunuz zaman kimsenin umurunda olmaması kadar muhteşem çok az şey var hayatta. Keşke zamane çocukları gibi bu imkanlara o yaşlarda sahip olsaymışım. Belki elimde çocukluğumdan geride parçalanmamış, yırtılmamış bir şeyler kalırdı. 
 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder