29 Eylül 2017 Cuma

(Hısarustu Sketchwalk)Hisarüstü Eskiz Buluşması


     Bir urban sketcher olmanın şartlarından birisi de manifestomuzun altıncı maddesi gereği, çizer dostlarını desteklemek ve en önemlisi birlikte çizmek. Bizde yaklaşık iki aydır bunu yapmaya çalışıyoruz ve elimizden geldiğince düzenli bir biçimde devam ettiriyoruz. Geçtiğimiz hafta yine bir eskiz buluşması yaptık ve bu buluşmada yazdan kalan günleri değerlendirmek adına deniz kenarında çizim yapmaya karar verdik. Hisarüstünden yavaş yavaş sahile indik ve devamında sahilde birkaç resim çizdikten sonra Aşiyan Mezarlığına girmeye kadar verdik. Tanpınar'ı, tesadüfen karşımıza çıkan Curt Kosswig'i ziyaret ettikten sonra Rumeli Hisarı'na da girmeye karar verdik. Sonunda bitip tükenmek bilmeyen rampalarda sürünmek olsa da güzel bir gün oldu benim için. Uzun zamandır detaylarda kaybolma hastalığına tutulmuştum, bu buluşmalar sayesinde bu hastalıktan da yavaş yavaş kurtulmayı ümit ediyorum.

     According to our manifest, one of the conditions for being an urban sketcher is that, supporting each other and most importantly drawing together. We have been trying to do this for about two months and we want keep it regular. We had a sketch meet again last week and decided to make a drawing session at the seaside to evaluate the last days of summer in this sketchwalk. We slowly settled down on the coast and continued to draw a few pictures on the beach and then move on to  Aşiyan Cemetery. After visiting Tanpınar, Curt Kosswig and many others, we decided to enter Rumeli Hisari. Even though crawling on endless ramps of Hisarustu, it was very satisfying sketching day for me. I have been obsessed to drawing every details for a long time, and I hope to get rid of this disease gradually in this sessions.






2 yorum:

  1. Hep gelip gittiğim belki de soluklandığım yerlerden biri sayfalarınız, çizimleriniz. Bir çok kişinin fark etmediği önemli bir iş yapıyor, şehirçizerleri. O da öyle ya da böyle şehrin tarihinin görsel bir envanteri ya da değişiminin kaydını yapıyorsunuz. Bu az buz bir iş değil.
    Çizmek aslında belirli bir hayat konforu ve bazı hayat gailelerinden azade olmayı gerektiyor. Bu ülkede, bu şartlarda bunları nasıl sağlıyor ve hala azimle çizmeye devam ediyorsunuz, şaşırmamak, hayran olmamak elde değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu soruyu çoğu zaman bende kendime soruyorum doğrusu, acaba insanlar onca dert çile çekerken bizim burada oturup çizim yapmamız doğru mu diye. Henüz cevap veremiyorum ama en azından güzel bir iş yaptğımızı biliyorum, belki insanlarda vahşet dolu ekranlardan fırsat bulup başka güzel işler yapmaya başlarsa dünya daha güzel bir yer olabilir.

      Sil