Bugün blogumuzun konuğu Kinetic tarafından üretilmekte olan 1/48 ölçekli E-2C US Navy Hawkeye kiti. Uçağın kendisi hakkında açık kaynaklarda zibille bilgi bulunabileceği için ben hemen inceleme faslına geçiyorum.
GİRİŞ
E-2c ne zamandır gözüme kestirdiğim uçaklardan biriydi, Hasegawa tarafından üretilen 1:72 ölçekli versiyonunu birkaç kere sepete ekleyip sonrasında vazgeçmişliğim var. Ancak bendeniz tam da E-2C krizinden kurtuldum derken bir yerlerden tezgahın üzerine bu kit düştü ve sevinçten ağzım kulaklarıma vardı, başıma geleceklerden tamamen habersiz biçimde kutuyu sevip okşarken yapıma kısa süre içinde başladım. Öncelikle belirtmeliyim ki bu kit benim yapımına başladığım ilk Kinetic kitim, bu yüzden değerlendirmelerim markanın tüm kitleri için geçerli değildir diye düşünüyorum, en azından öyle olmasını umuyorum. Şimdi yavaştan başlıyorum başımdan geçenleri anlatmaya.
YAPIM SÜRECİ
Bir kiti değerlendirirken sadece plastik kalitesi, detay seviyesi yahut parça uyumu ile değerlendirmeyi yanlış buluyorum. Bana kalırsa parçaları içinde bulunduran kutu da dahil olmak üzere bir kitin içeriğindeki her element bizlere üreticisinin ürüne ne kadar değer verdiğine dair bilgi verebilir. Yani yapım kılavuzu, dekaller, kapak tasarımına kadar her şey o kite dair tüm düşüncelerimizi etkiliyebilir. Bu kitin kutusunu açtığımda ne yazık ki çok kötü, hatta berbat diyebileceğim bir yapım planı beni karşıladı. Baskı tekniklerinin bu kadar geliştiği bir zamanda 100 dolara yakın bir fiyatı ile üst seviye sayılabilecek bir kitin içerisinde böyle bir yapım kılavuzuyla karşılaşmak facia oldu. Kutudan çıkan kılavuz resmen fotokopi makinasıyla üretilmişti ve A5 ölçülerinde hazırlanmıştı. E-2C detaylı ve görece büyük bir uçak, A5 ölçülerinde bir kılavuz hazırlamak kimin aklına geldiyse gerçekten çok kötü bir fikir, sanırım fabrikadaki yazıcılar sadece A4 basabildiği için bu kılavuzları da A5'e küçültmek zorunda kalmışlar. Kılavuz içeriği de ne yazık ki baskısı kadar kötü. Madem bu kadar küçük çizim alanına sahipsiniz bari bir sayfaya üç tane gövde çizimi sıkıştırmayın, biraz büyük tutun çizimleri. Bu konuda size verebileceğim en güzel tavsiye internetten kılavuzu bulup ekranda rahat rahat büyüterek planı okumanız ve yapım öncesinde plana iyice çalışmanız.
Yapım sürecine yine her zamanki gibi kokpitle başlıyoruz, kokpit aslında detay seviyesi bakımından birçok kitin gerisinde kalıyor. Bu kitin hayal kırıklığına uğratan yanlarından biri de zayıf iç detay seviyesi, kokpitteki bu durum gövde içinde devam ediyor. Gövde içi yine dışarıdan bakıldığında görünmeyen tarafta kalsa da bu tarz uçaklarda 72 ölçekte bile artık çok detaylı güzel kitler piyasaya sürülürken 48 ölçekli böyle bir uçak için bu detay seviyesi bence kabul edilebilir değil.
Kokpit demişken eğer uçağı kanatlar geriye katlanmış halde yapmayı planlıyorsanız yapım kılavuzunda belirtilen 50 gr balast ağırlığı sizler için yeterli olmayacaktır. Bu madde kanatlar katlanmamış, düz halde yapacak olanlar için geçerli. Katlanmış halde yapmak için benin tavsiyem kabinin arkasında kalan boşluğu elden geldiğince doldurmanız, çünkü kanatlar ve kuyruk kısmı fazlasıyla ağır.
Kokpiti tamamlayıp gövde parçalarını birleştirdiğinizde de bir sürpriz sizi karşılayacak, korkmayın, yapıma fazla etkisi yok bu durumun. Sağ ve sol gövde parçalarının kalınlıkları gözle görülür derecede farklı. Birazcık zımpara ve macun çalışması ile bu durumu aşabilirsiniz. Yalnız kokpit kısmı için verilen saydam kısımlar insanı bayağı üzüyor. Bu parça ile gövde arasında biraz oturma problemi yaşanıyor, ben bu durumu araya sıkıştırdığım plastik levhalar ile aştım, aynı durum kitim radom kısmında da yaşanıyor, radom için de yine saydam bir parça verilmiş ve bu parçanın da ölçülendirmesi oturması gereken yere uygun değil. Yine zımpara ve macun ikilisi yardımıza koşacaktır.
Sonrasında dikkat etmeniz gereken şeyler motor bölümü ve kanat parçasının gövdeye temas ettiği kısımlar. Ne yazık ki bu kısımlarda da biraz zorlanacaksınız. Bu kısımlarda üreticiyi çok fazla eleştiremiyorum, çok büyük parçalar ve kiti sağlam tutmak adına kalın bir plastik kullanılmış, durum da zaman zaman böyle şeyler yaşatıyor biz maketçilere, yine zımpara ve macuna sarılacağız. Ancak bu kısımla alakalı es geçmemiz gereken konu yine detay seviyesindeki düşüklük. Yahu çok mu zordu en azından bir motor için bile olsa iç detay vermek. Revell'in en kötü kitlerinde bile küçük detaylar varken koskoca panelin altının boş kalması çok üzücü.
Yapım sürecinde sevmediğim konulardan birisi de kanatların katlanma yerlerindeki bağlantılar, bu kısımlar çok kötü ve gerçekdışı yapılmış. Zaten kit yeterince sorunlu bir kit, yapım ve boyama süreçlerini tamamlayıp sonunda bu bölümde böyle bir birleştirme şekliyle karşılaşınca kafayı yememek elde değil. Bu kısmı baştan tamamen kazınınp bir şekilde orjinaline göre baştan yapılabilir. Tekrardan yapıyor olsaydım üreticinin birleştirme için verdiği kısımları tamamen kazır kendim uçağın orjinalindeki parçalara göre bir şey tasarlardım.
Son olarak yine bir eleştiride daha bulunmak istiyorum. Neden olduğunu anlayamadığım ilginç bazı şeylerle de karşılaştım bu kitte. Mesela tekerler üç parça halinde verilmiş, verilen parçaların detayı da ortalamanın üstünde değildi. Madem detay seviyesi değişmeyecek ne diye küçücük teker parçasını üçe bölüyoruz? Bölünen parçaların birbirleriyle uyumu da ayrı konu, dört tekerin de yapımı ayrı dertti, üçünün de dış kısımları içerideki parçaya uymadı, biri kırıldı, diğer üçünün de iç kısımlarını incelterek birleştirdim.
BOYAMA ve DEKALLEME SÜRECİ
Kiti boyarken birazcık zorlandığımı itiraf etmeliyim. Benim gibi sakarlık seviyesi zaman zaman tavan yapan birisi için böyle büyük bir uçağı boyamak inanın hiç kolay olmadı. Bir de bir türlü kurumayan parlak boyalarla çalışmak zorunda olunca süreç iyice çileye dönüştü. Yine de kolaya kaçmadım ve dekal kullanmak yerine pervane uçları, yatay-dikey stabilizörlerin üzerlerini dekalle yapmak yerine maskeleyerek yaptım. Sonuç da beklediğimden güzel oldu. Sonrasında parlak verniği atıp dekallemeye geçtim.
Çok alt seviye markalar bile bazen aynı kutunun içerisinden dört beş uçak yapmaya yetecek kadar farklı dekal seçenekleri sunarken böyle bir kit içerisinden ne yazık ki tek uçaklık dekal çıkması bir dezavantaj. Açıkcası birbirinden güzel versiyonlara sahip bu uçağın farklı versiyonlarını da yapabiliyor olmak isterdim. Bu kutudan sadece Nimitz uçak gemisinde görev yapmakta olan 164495/601 numaralı versiyon bulunuyor. Nimitz çok sevdiğim bir uçak gemisi olsa da daha renkli versiyonları görmek güzel olurdu. Dekaller FighterTown dekal tarafından tasarlanıp Cartograf tarafından üretilmiş. Sanırım dekallerin yüzey alanları biraz geniş olduğu için kalın bir materyal kullanılmış, bu zaman zaman işimi bayağı kolaylaştırdı, ancak bu çalışmada dekalleri yerine oturtmak için biraz Microsol kullanımına ihtiyaç duyuyor. Dekalleme sonrasında yıkama, eskitme yapmamayı tercih ettim, kit zaten yeterince sorun yaşatmıştı, bu süreci daha fazla uzatıp kazalara mahal vermemek için direkt mat vernik atıp yeni yerine gönderdim.
SONUÇ
Haftalar önce yazmış olduğum değerlendirme bölümünün üzerinden tekrardan geçmeye kadar verdim ve bu sonuç kısmını tekrardan düzenledim. Bunu yapmama sebep olan şey yapım sürecinin üzerinden zaman geçmesiyle benim de daha sakin bir şekilde düşünebiliyor olmamdı. Eğer benim gibi Tami-gawa grubundan maketçilerden iseniz bu kitin sizi gerçekten zorlayacağına emin olabilirsiniz. Bu boyutta bir kitin yapım süreci bol miktarda sorunu da beraberinde getiriyor, ancak sabredip tamamladığınızda gerçekten çok güzel bir uçağa dönüşebiliyor. Bu çileli yapım süreci her ne kadar zaman zaman insanı çıldırtsa da sonuç buna değiyor. İnanması güç ama günler sonra bir adedini saha stoğuma ekledim, yapılmak üzere şu anda deponun ücra köşelerinde bekliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder