30 Mayıs 2016 Pazartesi

Teoh Yi Chie Röportajı (Little Interview With Teoh Yi Chie)



     Uzun zamandan beri düşündüğüm küçük bir projenin ilk adımını bu yazıyla atıyorum. Dünya çapında bir çok çizeri takip etmeye çalışıyor ve onlarla sadece mail yoluyla da olsa iletişime geçmeye çalışıyorum. Her ülkenin çizerlerinin kendine has materyalleri, tarzları ve çizimleri ilgimi çekiyor. İlk olarak Teoh Yi Chie'yi bu yazıda sizlerle tanıştırmak istedim. Kendisi hemen hemen her gün bir şekilde video yayınlamayı başaran, bir ürünü almadan önce mutlaka sayfasını taradığım bir çizer. Kendisi yoğun bir programa sahip olmasına rağmen beni kırmadı ve bu küçük röportajı kabul etti. Buradan kendisine teşekkürlerimizi iletiyoruz. Bloguna işte buradan ulaşabilirsiniz.

http://www.urbansketchers.org

AFÇ: Blog okuyucularına kendini nasıl tarif edersin?

TYC: Merhaba, ben Singapur’dan Teoh. İnfografik gazeteci olarak çalışıyorum (Gazetecilik tabirlerini bilmediğim için aynı şekilde bırakıyorum). İnsanlar genellikle beni; boş zamanlarımda yaptığım kitap ve ürün incelemelerini yayınladığım blogum sayesinde tanıyorlar.

AFÇ: Video kanalın Youtube’da sevdiğim birçok kanaldan biri. Tam zamanlı olarak çalışırken, bu kadar çok video çekimi için nasıl vakit buluyorsun? (Teoh kendisi gazetesinde gece çalışıyor ve yaşadığı yer hava alanına çok yakın olduğu için ses sebebiyle bazen aynı videoyu defalarca çekmek zorunda kalabiliyor, bu sebeple on dakikalık bir videonun çekimi saatler sürebiliyor.)

TYC: Zamanımı çizim yapmaya, blok yazmaya ve video çekimi arasında paylaştırıyorum. Bu vaktin çoğusu video çekimlerine gidiyor. Bazen blok yazmak için ara veriyorum. Diğer bir konuda başka hobimin olmaması, bu yüzden, bu saydıklarıma ayıracak zamanı bulabiliyorum. Eskiden çok fazla TV izlerdim, artık izlemiyorum ve bu da bana çok fazla zaman kazandırıyor. Birde Facebook ve diğer sosyal platformlarda zaman harcamıyorum.

AFÇ: Kimi insanlar sürekli çizime vakit bulamamaktan yana yakınıyor. Tam zamanlı bir işin var, blogun için incelemeler yapıyorsun, videolar çekiyorsun ve hala çizime ayıracak zamanın var.

TYC: Sevdiğin şeyleri yapmak için her zaman vakit bulursun. Mesela insanlar sık sık profillerini kontrol edip, güncelliyor, internette geziniyor, çünkü bunları yapmayı seviyorlar. Eğer insanlar yeterince vakit olmamasından yana şikayet ediyorlarsa, bu sadece çizim yapmayı yeterince sevmedikleri manasına gelir. Eğer sevdiğiniz şeyi seviyorsanız, daima vakit bulursunuz.

AFÇ: Her gün çiziyor musun? Ayda kaç defter gidiyor?

TYC: Her gün çizmiyorum. Haftada en az bir kez arkadaşlarımla çizime çıkıyorum. Zamanımın çoğu video çekimine ve bloga yazmaya gidiyor. Arkadaşlarla çizim zamanları benim için rahatlama zamanlarım. Bu sebeple bir defteri bitirmek aylar alabiliyor.



AFÇ: Yerinde çizerliğe nasıl başladın? Urban Sketchers Community ile tanışmadan önce de çizim yapıyor muydun?

TYC: Tam tarihi hatırlayamıyorum. USK Singapur’a katıldığımda 2009 olabilir. O zamandan beri dışarıda çizimle daha fazla ilgilenir oldum. Gruba katılmadan önce de çizim yapıyordum fakat gruba katıldıktan sonra işin içerisine daha çok girdim, daha fazla ilgi duydum ve çok daha fazla insanla tanıştım.

AFÇ: Çoğu insan dışarıda çizim yapma konusunda çok utangaç. İlk tecrübelerin nasıldı, sende başlangıçta dışarıda çizime çıktığında bu derece çekingen miydin?

TYC: Yalnız çizim yapmak göz korkutabilir, fakat bir grupla birlikte çizime başladığınızda, bu çok daha az korkutucu olur. Bir süre sonra, insanların omzunun üzerinden sizi izlemesi sizin için alışılageldik bir durum olur. Bu insanlar zaten çoğu zaman sadece bakar ve hiçbir şey demeden gider, ya da çiziminiz hakkında birkaç soru sorar. Olumsuz bir davranışla şu zamana kadar hiç karşılaşmadım. İnsanlar genellikle arkadaş canlısı.

AFÇ: Günlük çizimlerinde favori çizim setin hangisi?

TYC: Çok fazla setim var ve özellikle şu diyebileceğim bir set yok. Bunun altında yatan en büyük sebep; birçok ürünü inceliyor olmam, bu sebeple karşılaştırma ve inceleme adına sürekli ürün değiştiriyorum. Fakat genellikle bir dolmakalem, suya dayanıklı mürekkep ve suluboya kullanıyorum.

AFÇ: Yeni başlayanlara hangi çizim materyallerini önerirsin?

TYC: Yeni başlayanlar öncelikle sadece kurşunkalem ya da mürekkepli kalem kullanabilirler. Başlangıçta çok fazla para harcamayın. Çizim yapmanın temel kurallarını öğrendikten sonra suluboyaya geçebilirsiniz. Çiziminiz iyi değilse, boyamanızın da iyi olması zordur. Bu sebeple çizmeyi öğrenmek önemli.

AFÇ: Çizeceğin resmin konusunu neye göre seçiyorsun? Her zaman ilginç bulduğun şeyler var mı?

TYC: Bir çizer olarak karşımdaki her şey ilgi çekici gelir. Bi’ düşünürsek binaları çizmek daha çok hoşuma gidiyor çünkü mimari ve seyahat ilgi alanlarım. Bir bina formunu kağıt üzerinde görmek etkileyici.

AFÇ: Takip ettiğin, sevdiğin çizerler kimler?

TYC: Sürekli takip ettiğim bir sürü çizer var, bunlar: SuhitaShari BlaukopfMichel Gerard,LapinSanti Sallés ArgilaNina JohansonRoisin CureRoz Stendahl  


AFC:  Bir yerinde çizer olarak, çizerlere hangi kitapları önerirsin? Çok fazla kitap okuduğunu biliyoruz. Sence bir çizer sadece çizimle alakalı kitaplar okuyarak mı kendini geliştirmeli yoksa çizgi romanlar, artbook’lar da bu konuda yardımcı olabilir mi?

TYC: Eğer çizim yapmayı öğrenmek istiyorsanız elbette çizimle alakalı kaynaklara başvurmalısınız. Bu konuda blogumda bir liste hazırlamıştım. Böyle bir temel üzerine istediğiniz çizimi yapabilirsiniz. Esinlenmek ve ilham almak için son zamanlarda urban sketching üzerine yayımlanan kitapları takip edin.
Kendini geliştirmek isteyen insanlar farklı kaynaklardan da beslenmeli. Kitaplar kadar dergilerden de güzel fikirler çıkabilir.  Mesela dergilerden mizanpaj ve tipografi öğrenilebilir. Fotoğraf kitapları ve çizgi romanlarda kompozisyonu öğretebilir.

AFC: Serbest elle yaptığın çizimler çok güzel, bunları nasıl başarıyorsun? Neden serbest ele çizimi tercih ediyorsun? Perspektifi nasıl bu kadar iyi aktarıyorsun?

TYC: Daha iyi çizmek için sadece ihtiyacın olan şey pratik. Ne kadar çok çizersen, o kadar iyi sonuç elde edersin. Diğer çizerlerden de çok şey öğrenebilirsiniz. Onların işlerini de inceleyin. Youtube videolarını izleyin. Bir sürü online kaynak bulabilirsiniz.
Perspektif konusu ise,  çizimin temellerini bilmeye dayanıyor. Bu temelleri öğrendikten sonra perspektifi aktarmak için perspektife ihtiyaç kalmıyor.

AFC: İlk başlarda da serbest elle çizim mi yapıyordun, yoksa taslak çizimlerini kurşunkalemle m yapıyordun?

TYC: Başlangıçta kurşunkalem kullanıyordum. Şimdilerde zamandan kazanmak için direkt olarak mürekkepli kalemle çizime başlıyorum, fakat eğer karşımda ki sahne çok karmaşık ise yine kurşunkalemden yardım alıyorum.

AFC: Bu küçük röportaj için teşekkür ediyorum, okuyuclara söylemek istediğin başka şeyler var mı? Belki sormayı unuttuğum ya da aklına gelen bir konu?

TYC: Çizim yapmak çok kullanışlı bir hüner. Beni çizerken gören bir sürü insan, çizim yapmayı beceremediğini söylüyor. Bu aslında hiç de doğru değil. Bu sadece biraz zaman ayırmak  ve oturup çalışmakla alakalı. Olay sadece çizmeyi öğrenebilmekle alakalı, yani yetenekle alakası yok. Konu sadece oturup öğrenmekten geçiyor. İyi bir çizimin yolu yeteri kadar vakit ayırmaktan geçiyor. İçinizde çizmeyi öğrenmeye olan olan istek ve gönüllülük, tekniklerden daha önemli. 


     Different country means, different sketcher, different style and different material. In this blog i want you to meet precious sketchers of our community. One of them is Teoh Yi Chie. Even his busy schedule, he did not reject our little interview request. For me he is very important because, i never buy anything before research his blog. Thanks a lo for him and here you can reach his blog.

AFÇ:  How do you describe yourself for my readers?

TYC: Hi, I'm Teoh from Singapore. I work as an infographic journalist. If people know me, it's probably because of my blog because I review a lot of artbooks and art products on my free time.  

AFÇ: I love your YouTube channel as many others, i know you are working in a full time job, how could you find time for this videos?

TYC: My time is split between sketching, writing on my blog and making videos. I spend most of my time making videos. Sometimes I will take a break to write for my blog. I don't have any other hobbies so that's why I have time to do all these things. I used to watch a lot of TV but now I don't watch TV so I save a lot of time. I also cut down on the time I spend on Facebook and other social media. 

AFÇ: Some people always complaining about that they couldn’t find any time for sketching, what will you say for that kind of people, you are working, writing a blog and you have a YouTube channel, but still can find time for drawing.

TYC: You will always have time to do the things you love. For example, some people will check their Facebook pages quite often, or surf the internet. It's because they love to do that. If they say they don't have time, it just means that they don't like sketching more than other activities that are taking their time. If you love what you do, you can always find time to do it. 

AFÇ: Do you draw every day? How many sketchbooks are you finishing in a month?

TYC: I don't draw every day. I try to draw once a week when I am out sketching with my friends at cafes. Most of the time is spent on making Youtube videos and writing my blog. Sketching with my friends is the time when I get to relax. I take months to complete a sketchbook. 

AFÇ: How do you start urban sketching? Before you met USK, did you drawing?

TYC: I can't remember the exact date when I started urban sketching. It could be in 2009 when I joined Urban Sketchers Singapore. That's when I become more interesting in sketching outdoors. Before I joined the group, I was just sketching on and off. But I became more involved and interesting in sketching after joining the group and knowing more friends.

AFÇ: Most of people very shy about sketching in a community. How was your first experiences, were you shy when such a beginner and started to drawing among the people?

TYC: Sketching along can be intimidating. But when you're sketching in a group, you have your friends so it's less frightening. After a while, you will get used to people looking over your shoulders. Those people usually will just look and not say anything, or they will ask you some questions about your art. I've not met anyone who made negative comments. People are usually quite friendly. 

AFÇ:  What is your favorite sketching kit for daily drawing?

TYC: I've many sketching kits so there's no specific one that I favor. One main reason is because I review a lot of art products, so I have to keep changing different products so that I can compare them. But usually I will draw with a fountain pen with waterproof ink and watercolour. 




AFÇ: For a beginner sketcher, which instruments do you suggest?

TYC: For beginners, just start with pencils or pen. Don't spend too much money. After you learned the basics of drawing, you can move on to using watercolour. If you can't draw well, it's difficult to paint well. So knowing how to draw is important. 

AFÇ: How do you prefer your subject matters for drawing? Is there anything you always found interesting to draw?

TYC: As an artist everything in front of me is interesting. I think I like to draw buildings more because I've always been interested in architecture and traveling. It's satisfying to see a building form on the paper. 

AFÇ: Are there any urban sketchers you love and why?

TYC: There are many urban sketchers whose work I follow, such as SuhitaShari BlaukopfMichel Gerard,LapinSanti Sallés ArgilaNina JohansonRoisin CureRoz Stendahl  

AFÇ: As an urban sketcher, which books do you suggest for sketchers? I know you are reading a lots of books. Do you think a sketcher always reads books just about sketching or must feed different sources such as, comic books, art books or etc.?

TYC: If you're a beginner learning to try, you should get books that teach the basic fundamentals of drawing.I've a list for those books on my blog. With the fundamentals, you can draw anything. For inspiration, you can check out the many urban sketching books that have been released over the recent years. 

 One should read a lot, not just from drawing books. You can get ideas from other books as well, even for magazines. For example, you can learn layout and typography from magazines. From photography books and comics, you can learn composition.

AFÇ: You are a fantastic free hand sketcher for me, how do you achieve that? Why do you prefer  free hand drawing? How do you adjust perspective perfectly?

TYC: To get better, you just practice. The more you draw, the better you get. You also have to learn from other artists. Look at other artists' work. Check out Youtube videos. There are lots of resource online.

As for perspective, if you know the basic fundamentals of drawing, you do not need to know perspective to be able to draw perspective. 

AFÇ:  When you start drawing, are you using free hand technique or using pencils for outlines?

TYC: I used to use pencils when I'm a beginner. Nowadays, to save time, I draw with the pen straightaway without using pencils. I still use pencils for very complicated scenes. 

AFÇ: Thank you a lot fort his little interview, is there anything to say my readers? Maybe i forgot to ask something or something you want to share with us.


TYC: Drawing is a very useful skill. There are many who see me draw and say that they cannot draw. That's not true at all. Everyone can learn to draw. It's just a matter of spending time to sit down and learn. That's all there is to learning to draw. It's not about talent. It's about sitting down and learn. To draw well is just a matter of how much time you want to spend. The techniques you learn are less important than your willingness to learn.

26 Mayıs 2016 Perşembe

Perpa'da Çizim (Drawing An Ugly Building)


     Bugün duraklarımdan biri de Perpa'ydı, bu binaya bir türlü ısınamadım yıllardır fakat bir yerinde çizer olarak görevim sizlere şehrin dokusuna dair her türlü obje, sahne vesaireyi objektif biçimde aktarmak olduğu için erinmedim, üşenmedim çizdim. İkinci resimde Kocatepe Metro durağında beklerken çizmiş olduğum dolmuş.

     Today one of my destination was Perpa, i still couldn't like this building, but as an urban sketcher, my mission is; representing you every scene, object or etc. which belong to city. Because of that, i didn't be lazy and drew that for you. Second picture is my bus station. 



25 Mayıs 2016 Çarşamba

Aynı Yerde, Aynı Ağacın Altında (Same Location, Under The Same Tree)


     Dün sizinle paylaşmış olduğum resmi çizdiğim yerde, aynı ağacın altında bugün bi çizim daha yaptım. Bugün yine aynı bölgede işlerim vardı ve farklı bir tarzda bu kapıyı yeniden ele almak istedim. Bu hali ilk versiyonundan daha güzel geldi bana. Günden güne serbest elle yapmış olduğum resimler daha çok hoşuma gider oldu. Yalnız bu resimde asla yapmamam gereken bir hata yaptım. Urban Sketching manifestomuzun dördüncü maddesine farkında olmadan uymadım sayın okuyucular, serbest elle çizimin kötü yanı hataların geri dönüşünün olmayışı, kapının sol ve sağ tarafında kalan çalılıkları maalesef uçurduğumu boyarken farkettim. Bugünün diğer bir güzel yanıda modifiye ettiğim küçük paletimi deneme fırsatı buldum. Eski haline göre gayet kullanışlı olmuş.

     Today, i was sitting under the same tree in same location as yesterday and drew same gate again. I have some bussinesses today nearby this site and when i finished them, i want to redraw this gate with another style. Nowadays, i like my freehand sketches more than other ones. In that sketch i made a huge mistake and didn't obey the fourth rule of our manifest. Worst part of freehand sketching is recovery problem. When i started to painting, i noticed that, i forgot some bushes in the left and right side of the gate. Another good thing occured today is, i have find a good oppurtunity to test my customized little palette in the field. Comparing the old version, this one is way much better.

24 Mayıs 2016 Salı

Sulukule Kapısı (Sulukule Gate)


     İstanbul'un en sade ve ihtişamlı yapıları benim için Theodosius'un surlarıdır, şehir surlarının zannediyorum 18. yy'de yavaş yavaş yıkılmaya başlanmasının ardından geriye kalan ender şehir duvarlarından biri de Theodosius'un surları. Surlarda ne zamandır çizim yapmak istiyordum fakat güvenlik gerekçesiyle de tırsmıyor değildim hani. Sonunda o tarafta işlerim olunca korkumu yenmek durumunda kaldım ve başladım çizime. Bu kapı Sulukule kapısı. Böyle büyük yapılarda ölçekleme konusunda sıkıntı çektiğim aşikar.

     For me, the walls of Theodosius are the purest and most magnificient structures of the İstanbul. After the demolishing of city walls in 18th century, walls of Theodosius is partially remained. I've been thinking drawing this beauties for a long time but because of security problems i was little afraid of this place. In the end i forced to beat my fear and started to drawing. I drew Sulukule Gate in this picture. When drawing such huge structures, my biggest problem is scaling.

22 Mayıs 2016 Pazar

Palet Kişiselleştirme (Customizing The Palette)

      Geçenlerde internette sürekli gördüğüm ve çok hoşuma giden bu paletlerden bir adet edindim. Gayet kullanışlı görünen bu paletin ortasında iki tane şerit yer alıyor. Tabletleri sıkıştırmak için, fotoğrafta da göreceğiniz üzere zaten dar olan tabletlerin üzerini bir de bu şeritler örtüyor. İlk başlarda bu çok sorun değildi ama boyalar daha derine indikçe fırçayla ulaşmak bayağı zorlaşmaya başladı. Bende yine internette görmüş olduğum orta kısmı söküp 12 yerine 15 renkle kullanmayı denedim fakat şöyle enteresan bir şey farkettim. Halihazırda kullanmakta olduğum üç farklı tip tablet var ve bunların hiçbirinin boyu diğerine uymuyor, sizler için de faydalı olabileceğini düşündüğüm yarım tablet boyutları şu şekilde;



Soldan sağa doğru; Daniel Smith, Winsor&Newton,Schmincke

Schmincke Yarım Tablet
Üst: 19mm X 16mm
Alt: 19mm X 16mm
Yükseklik: 8mm

Danel Smith Yarım Tablet
Üst: 19mm X 16mm
Alt: 17.5mm X 14.5mm
Yükseklik: 9.5mm

Winsor and Newton Yarım Tablet
Üst: 19mm X 15mm
Alt: 17mm X 14mm
Yükseklik: 8mm

     Bu sebeple palete 3'lü dize halinde elimde olan boş tabletlerden sığdıramadım ve bende sağ ve soldaki sırakarı beşerli yaparken orda sırayı dörderli yapmak durumunda kaldım. Böyle olunca palet içerisinde kalan boşluklarda tabletlerin gezinmesini de önlemek gerekiyor. Burada da devreye patafix giriyor. Bu macun kıvamındaki yapıştırıcı dolgu için de güzel bir materyal, Paletle tabletlerin içerinde kalan boşluğa patafixi doldurup bu sorunu da çözmüş oldum. Henüz zorlu arazi şartlarında test etmedim ama gayet işlevsel bir palet yaptığımı hissediyorum şimdiden.

Do you know these Bijoux Boxes? A few months ago I bought one of these boxes, it seems so useful and compact for me. In this box, there are two metal roads and you must squeeze the pans between these rods. In the beginning, when my pans were full, there was no problem but after a lot of painting sessions, the paints became deeper. Then making it very hard for me to pick up pigments to the brush. Another bad thing about these rods is, you can only squeeze 12 half pan. Some bloggers achieved to squeeze 15 half pan in this box, so I decided to do that but after I remove the rods and metal groove in the middle, I noticed that all my pans have different sizes and I could not squeeze 15 pans in it. Then I tried another method and squeezed 14 pans in it. Here are the dimensions of the pans that I already used.

Schmincke Half Pan
Top: 19mm X 16mm
Bottom: 19mm X 16mm
Height: 8mm

Daniel Smith Half Pan
Top: 19mm X 16mm
Bottom: 17.5mm X 14.5mm
Height:  9.5mm

Winsor and Newton Half Pan
Top: 19mm X 15mm
Bottom: 17mm X 14mm
Height:  8mm

So, I squeezed four Schmicke half pan into the middle and left and right sides take five of them. For the space between pans and palettes, I use Patafix for filling. Now it looks very useful but I haven't tested it in hard field conditions. Has anyone out there finding another good solution for these palettes?


Eşim dikiş dikerken. (My wife, while she was sewing)


Eşim dikiş dikerken. (My wife, while she was sewing)

20 Mayıs 2016 Cuma

Surdibi Çizimleri (City Wall Drawings)

     Bugün çizim açısından son derece verimli bir gün geçirdim. Trafik müdürlüğünde işlerim olması sebebiyle sur diplerinde dolanırken her yerinde çizer gibi bende boş durmadım ve resim çizdim. İlk durağım Edirne Kapısıydı, Bizans zamanından beri İstanbul-Edirne yolunun başlangıcı olan bu kapıya zamanında Adrianupoleus denmiş, sonrasında ise Edirnekapı adını almış. Sonrasında Edirnekapı'nın alt tarafında yer alan küçük taşköprüyü çizdim. Büyük ihtimalle zamanında hendeklerin üzerinden geçişi sağlamaya yarıyordu bu köprü. Son resimde her zaman olduğu gibi metroda yapmış olduğum çizimim.

     Today was very productive day for me. Because of my bussiness, when i walking around the our old city walls, i didn't waste my time and draw whatever i saw. First drawing belongs to one of our and also Byzantium's important portals, now we call that as Edirnekapı, but in Byzantium times, they call them as Adrianupoleus. Second one is a stone bridge, i guess they used this bridge for passing through the ditches outside of the wall. Last one is, as you guess, my metro train.






Mıknatıslı Su Kabı (Water Box With Magnets)

     Sokakta, dağda , kırda bayırda suluboya yaparken, su kabınız başınıza dert mi oluyor, işte size Meister James Gurney'den çözüm yolu. Ben uzun zamandır kullanıyorum ve çok mutluyum. İhtiyacınız olan şey biraz epoksi ve mıknatıs. Epoksi cam, metal ve plastik yüzeylerde kullanıma uygun. Su kabınızın altına epoksiyle mıknatısı yapıştırıp, kuruduğunda biraz zımparayla yüzeyi düzleyerek gayet kullanışlı bir su kabı yapmış oluyoruz. Ben şişe olarak Diamine 30 ml'lik mürekkep şişesini kullandım, Siz de kendinize uygun bir şişe bulup bunu kullanabilirsiniz. 

Sketching at the field, if holding your water cup is a problem for you, Meister James Gurney offers us a great solution. You need only epoxi and little magnets. Epoxi can work on different surfaces, like glass, plastic or metal. Under your water box, paste magnet wiht epoxi and after epox dried, use sandpaper for smoothing the surface. I used Diamine 30 ml Ink box for this.

19 Mayıs 2016 Perşembe

Metro Çizimleri (Sketching In The Subway)

     Metroda akşam saatleri çizim çalışmak güzel oluyor. İnsanlar yorgun argın telefonlarını kurcalarken sizin onların çiziminizi yaptığınızı fark etmiyorlar bile. Bu sayede kendime çalışmak çin model bulabiliyorum. Teknik çizimler ya da mimari çizimleri yapabiliyorum, özellikle vaktimin olduğu zamanlarda eskiye nazaran hoş çizimler yapabiliyorum fakat insan çizimlerinde başarılı sayılmam. İnsan çizmeye son zamanlarda başladım, geliştirmeye ihtiyacım var, bu seneple metrolar benim için güzel çalışma alanları.

At the late hours of the day, people become very tired and while they playing wth their smart phones, they do not notice that you are drawing them. So it is very easy to find myself drawing figures. Now it is not very hard for me to draw technical or architectural detail but when it comes to drawing humans i am terrible. Nowadays i'm working on human drawings and subways are proper studios for me.







Moleskine Art Plus serisi Watercolor Album Defterleri

     Bugün uzun zamandan beridir yazmak istediğim Moleskine Art Plus serisi Watercolor Album defterlerinden biraz bahsetmek istedim. Birazdan okuyacaklarınız, eli yüzü düzgün bir incelemeden çok, uzun zamandır kullanmakta olduğum defterler hakkında fikirlerimin bir beyanı olarak görülebilir. Elbette konu defter olunca memnuniyet hiçbir zaman yüzde yüz olmuyor, bu defterde de durum pek farklı değil. Fakat Ali Bey'in el emeği, göz nuru Aniki defterlerinden sonra en sevdiğim defterler bunlar oldu. Şu ana kadar iki adet A4, beş adet A5 ve iki adet A6 versiyonunu bitirdim ve elan kullanmaya da devam ediyorum.

     Watercolor Album defterleri dört farklı boyutta kullanıcılara sunuluyor, bunlar cep boyu (9x14cm), büyük boy (13x21cm), A4 ve A3 formatlarında(Yazıda cep boy A6, büyük boy A5 olarak geçecek). Tüm boylar, ne yazık ki sadece yatay formatta kullanıcıya sunuluyor (Landscape formatında). İçlerinde benim de dahil olduğum, birçok çizer uzun zamandır bu defterlerin dikey(portrait) versiyonlarının üretilmemesinden yana müzdarip fakat firma artık bu eleştirilere kulağını tıkamış durumda. Kimileri satış rakamları gayet iyi olan Moleskine'nin, kendine icat çıkartmak istemediğini söylüyorlar, kimileri de tutuculuktan olduğunu belirtiyorlar.

     Defterin genel özelliklerine gelirsek eğer, sayfalar 200 gsm'lik, soğuk perdahlanmış orta derecede diyebileceğimiz bir dokuya sahip kağıtlardan oluşuyor (Perdahlama konusunda şurada enfes bir yazı bulabilirsiniz). %25 oranında pamuk içeriyor ki, aslında suluboya ustaları genelde daha yüksek pamuk oranlarına sahip defterler öneriyorlar, fakat benim gibi ıslak tekniklerle çok aranız yoksa, fazla fazla işinizi görecektir eminim. Bu serinin sonradan farkettiğim garip bir özelliği defterlerdeki sayfa sayıları, A6 ve A4 versiyonunda 30 yaprak var iken A5 36 adet yapraktan olşuyor. Kağıdın iki yüzü de neredeyse aynı, iki yüz de çizmeye boyamaya gayet elverişli diyebilirim. Ülkemiz şartlarında, fiyat meselesine hiç girmiyorum, çünkü yakın zamanda bu vergiler ve kurla kırtasiyeden içeri adım atamaz hale geleceğiz gibi görünüyor. 





     Yazının buraya kadar olan kısmında hep genel bilgilerden bahsettik. Buradan sonraki kısmında defterle alakalı şahsi görüşlerimi paylaşmak istiyorum.
Benim için bu defterin en önemli özelliği, düz açılabilmesi. Bu defter haricinde, sert kapaklı olup, bu kadar düzgün açılabilen defter piyasada pek yok gibi. Daha önce kullandığım birçok defterin sırt kısmı daha defteri bitiremeden dağıldığı için, dikişli ve sert kapaklı bir defterde benim için en önemli özellik bu. Defter ayrılıp, sayfalar dağılacak olduktan sonra neye yarar defter kullanmak.Şu ana kadar bu seriden kullandığım defterlerin tamamının sırtı, rakiplerine göre, gayet sağlam bir biçimde duruyor. Böyle esnek bir sırta sahip olunca defteriniz, aşağıdaki gibi panoramik bir sahneyi, defteri tamamen ayırıp rahat rahat çalışabiliyorsunuz.




     Her güzelin bir kusuru da oluyor, bu defteri ilk defa kullanıyorsanız aman dikkat. Sanırım, kağıt rengi krem rengine yakın olduğu için kahverengi tonları ilk kullanımda çok çirkin sonuçlar doğurabiliyor deftere alışana kadar. Kullanmaya alıştığınız tonları tutturmak zor olabilir başlangıçta.




     Yukarıda bahsettiğim gibi üç farklı versiyonunu kullandım. A4 versiyonuna yer bilimleri notlarımı alıyorum, bunlar içerisinde bir çok görsel içerdiği için, defterler adeta birer jeoloji atlasına dönüştü ve bu durumdan mutlu olmamak elde değil. A5 versiyonu ise sahada, yerinde çizim esnasında inanılmaz kullanışlı oluyor. Resimdeki gibi sol tarafa paleti ve su kabını takıp rahatça işlem yapabiliyorsunuz. Bu defterden önce kullandığım farklı defterlerde, elime paleti mi alsam, fırçayı mı tutsam, su kabını mı taşısam derken ortalık karışıyordu. Bu durum bayağı işime yaradı ve artık aşağıdaki sistem sayesinde ellerimi rahatlıkla kullanabiliyorum. A5 ve yana açılan bir defterin size sunacağı önemli bir başka güzellik ise koskoca bir meydanı bile rahatça detaylı olarak deftere sığdırabilmeniz. Daha önce paylaşmıştım, bu defter çizim şeklinizi de değiştiriyor. Cep versiyonu ise farklı güzellikler barındırıyor, bu A6 ölçülerinden daha küçük ve ince bu sayede cebinizden hiç çıkarmadan, her daim her yerde sizlere çizim imkanı tanıyor.



Moleskine Art Plus Watercolor Album Sketchbooks

I want to write something about Moleskine Art Plus Watercolor Album product for a long time. It's not a complete review, just my personal thoughts about that books. I started to use these sketchbooks since the beginning of the 2016. Among the alternatives, this one became my favourite. For sure, if we are talking about sketchbooks, 100% satisfaction is not possible, this rule also valid for these sketchbooks, but after the Aniki notebooks, this sketchbooks are my favourite ones.

Watercolor Album sketchbooks available in four sizes. They are pocket, large, A4 and A3 sizes. Unforunatelly, all versions are spread horizontally. There are lots of sketcher on the internet that demand vertical format of these books from the producer but producer not listening us carefully. 

Inner pages of the book are 200 gsm, cold pressed and grained papers allows beautiful granulation. Book have 9 booklets and each booklet have 4 sheet (totally 36 sheets). Both side of the paper is nearly identical and both side is proper for mixed media. Especially inside, i use both side and in outside sketches used just one side. The reason behind using just one side is, i want to frame some of urban sketches, so that used just one side.

Thus far, we talked about general features, now we will talk about my personal reviews. 

For me the most important feature of this books is they can lie flat when spread out. Except these books, i never met any sketchbook opens as flat as Moleskine, include my homemade sketchbooks. Another importanat issue about these books is, even my harsh skething conditions, this books never broke up and stood in one piece. For presenting you objective reviews, i use sketchbooks in very hard conditions, there are lots of books that couldn't deal with these conditions but these books are number one for me. When you have a this much flat book, you can draw panoramic views easily.


As well as these books have very good sides, also have some bad sides. They handle all type of wet media but when using watercolor, nearly shades can confuse and look like they have same colour. Another critical point is, i think because of paper color is creamy,brown shades can conclude with a disaster in beginning.



As i mentioned before, i used two version of these books.Large version is perfect for field works. As can be seen in the photo, you can attach water bottle and palette to left and paint your image comfortably. Before this book, with having only two hand, where do i put the palette, how do i carry the bottle or how do i take brush problems do not allow me to sketch but with these books none of them is problem for me. Large version changed my way of sketching and allow me to draw highly detailed, large panoramic views. You can fit whole square to your pages. Pocket version has a great size, it is 9x14 cm, little smaller than A6 size, because of that fit in my pocket and allows me to draw everywhere.




17 Mayıs 2016 Salı

Metroda Çizim (Subway Sketches)

     I  like sketching in the subways. After a very hardworking day, especially at the late hours when people dismissed, it's a reward for me to took my sketchbook and start to freehand sketching. First two picture are belong to captains cabin. Third picture drawned last year. I see that picture and decided to share that with other subway sketches.

     Metroda çizim yapmayı seviyorum. Yorucu bir günün ardından, biraz geç bir saatte insanlar da dağılmışken, defteri çıkartıp, serbest elle çizime başlamak benim için ödül gibi. İlk iki çizimde farklı trenlere ait vatman kabinlerini çizdim. Son resim geçen sene çizdğim resimlerden. Bu iki resmi ararken gözüme takıldı ve bu yazıya onu da ekledim.




16 Mayıs 2016 Pazartesi

Eyüp'te Çizim (Sketching In Eyup)


     Today, my parents moved to another house. The house take place in Eyüp, one of our historical districts in İstanbul. When we're waiting for them to come, i draw this picture. This was used as public fountain in Ottoman Empire, now it's not working.

     Bugün ailem evini Eyüp'e taşıdı. Biz biraz erken Eyüp'e vardık, ailemin gelmesini beklerken yakınlarda gördüğüm bu su sebilini çizdim.

15 Mayıs 2016 Pazar

Evde Defter Yapımı

In urban sketching blogs there are a lot of DIY sketchbook posts, i have nothing more than that posts in here, so i didn't translate, but if anyone want me to translate this, please inform me in the comment section for translating this for you.

     İnsanın çizim yapmak için her zaman saatleri olmuyor, bu sebeple hızlı çizimlerde kullanmak üzere ucuz ve yeteri kadar kaliteli bir defter arayışına girdim. Bu arayışlar sonucunda kendi defterimi yapmayı denedim. Defterin iç sayfaları için benim tercihim Bianyo'nun 180 gsm'lik suluboya kağıtları oldu. Bir adet kağıt pedi içerisinde 15 yaprak bulunuyor, bu pedlerin A3, A4 ve A5 versiyonları bulunuyor, ben genelde çizim için hep A5 ölçülerini tercih ediyorum. Arkalı önlü çizim yapmaya imkan tanıyan bu kağıtlar fiyat olarak da en son A5 versiyonu 7 tl idi.


     Suluboya kağıtlarında dikkatinizi çekmiştir, ön yüz, arka yüze nazaran daha dokuludur, bu doku resimlerimizde her zaman tatlı bir etki bırakır. Kendi defterinizi yapmaya kalktığınızda dikkat etmeniz gereken, defter yapraklarını üst üste koyarken bir ters bir düz olarak koyuyorum ki bu sayede zımba vurulduktan sonra defteri kullanmaya geçtiğinizde, sayfayı açtığınızda sağ taraf ön, sol taraf arka değil, defterin iki yakası ya ters ya da düz tarafta olacak ve bu şekilde resmin sağ ve sol tarafı aynı dokuda olacak.



     Defteri yaparken diğer bir önemli konuda eldiven kullanımı. Eğer eliniz benimki gibi fazlaca yağlı ve çok terleyen türden ise kağıda dokunduğunuzda o bölgede yapıyı bozacak ve boyama esnasında parmağınızın izini mutlaka orada göreceksiniz demektir. Bu sebeple eldiven takarak kağıdın dokusunu bozacak olan etkilerden uzaklaşmış oluyoruz.

     Defter açılır açılmaz hemen çizim sayfalarına geçilmesin, koruyucu bir sayfa daha olsun diyorsanız farklı renkte bir kağıttan iç kapak da ekleyebilirsiniz, bunun için ben 90 gsm'lik renkli kağıtlar kullanıyorum.

     İkinci resimde olduğu gibi defterin kapağını ve sayfaları dizdikten sonra en önemli aşamaya geliyoruz. Zımbalama. 
     Zımbalama için yeterli kol uzunluğuna sahip bir zımbaya sahip olmalısınız aksi takdirde, koltuk örtülerini geçirmede kullanılan ahşap zımbası da denenebilir, henüz ben denemedim ama ilk fırsatta deneyip sizlere aktaracağım. Zımbalama işlemi esnasında kağıtların hizalanması ilk önemli sorun, bu sorunu eğer kağıtları düzgün kesebildiyseniz elimine ediyorsunuz, ikinci hizalama sorunu ise zımbaların hizalanması. Yapacağımız bu tek ortalı defterlerde sırt kısmının daha dayanıklı olması ve düzgün çalışabilmesi için zımbaların aynı hizada olması gerekiyor. Kağıtların oynamasını önlemek için klipsler yeterli.

Zımbaların iç tarafa bakması gerekiyor ve zımbalama sonrası bunların makina tarafından tam olarak kıvrılmayan uçlarını tamamen bastırarak kıvırmanız gerekiyor. Bu iş için ben tahta cetveli çok kullanışlı buluyorum. Kesme işlemleri içinse her zaman metal cetvelleri yanınızda bulundurun. Bu işlemin ardından defterimiz yavaş yavaş şekillenmiş oluyor. Zımbalama sonrası ise katlama aşaması geliyor. Zımbalama işlemi sonrasında yapmamız gereken defterin sırtını şekillendirmek. Ali İkizkaya defter sırtı için; insanı dert, defteri sırt bitirir diyor ve bu sebeple kapanma ve açılma esnasında yıpranarak ayrılmayı önlemek amacıyla V şeklinde değil köşeli yapılması gerektiğini vurguluyor. Bu sebeple sırtı köşeli yapabilmek amacıyla öncelikle tahta cetveli zımba eksenine iki üç milimetre mesafeye yerleştirerek yavaş yavaş kıvırma hareketi yaparak buradaki kağıt liflerine hafif hafif şekil veriyoruz.

Bu şekil verme aşamasının ardından merdane devreye giriyor. Sırta şekil verip katladıktan sonra tam olarak şekil alabilmesi için öncelikle zımba eksenine doğru, sonrasında zımba eksenine dik olarak merdane ile defterin üzerinden geçiyoruz, bu sayede sırtta artık tamamlanmış oluyor. Sonrası size kalmış. Ben köşeleri yuvarlatıyorum ve artık defter kullanıma hazır hale gelmiş oluyor. Eğer nemli bir alanda saklayacaksanız bu defterleri, size önerim streç filmle güzelce sarıp saklamak olacak.


In urban sketching blogs there are a lot of DIY sketchbook posts, i have nothing more than that posts in here, so i didn't translate, but if anyone want me to translate this, please inform me in the comment section for translating this for you.