15 Temmuz 2017 Cumartesi

Ağır Vasıtalar ve Ben (Heavy Vehicles and Me)


     Sabahları servis beklediğim yerin hemen karşısı artık bir kamyon cenneti. Farklı farklı boyut, çeşit ve marka kamyonların park ettiği bir alana dönüştü son bir iki senedir. Sabah beklerken içimde kamyonlara karşı garip duygular uyanmaya başladı. Onlar değil miydi İstanbul Fetih kutlamalarında anlı şanlı geçitler yapanlar, yeni Türkiye'nin temelini atanlar. Biz kim oluyorduk da o kamyonlardan nefret ediyorduk ve onlara adeta bir canavarmışlarcasına nefretle bakıyorduk. Bu ruh haliyle hemen deftere sarıldımve bir kaçını ölümsüzleştirmek istedim. Ne hikmetse her sabah başka model ve boyutta kamyonlar parkediyordu. Her neyse dedim içimden, her kamyona ayrı bir sayfa ayırdım ve her kamyon değişiminde diğer bir sayfaya geçip, ertesi gün benzer bir model bulup çizeceğime inanarak başka bir sayfaya geçtim. Aradan geçen koca yedi iş gününde sadece bu tırı tamamlayabildim. Diğer üç kamyon yarım bile kalamadı. Onca emek çabaya rağmen sadece bu resim bitti. Yemişim kamyonunu dedim içimden, kamyonu batsın. Zaten sokakta yürüyemez olduk, trafik desen berbat. Bu şartlar altında mümkün mü dostlarım kamyonları sevebilmek? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder