31 Mayıs 2018 Perşembe

Türk Hava Kuvvetlerinde F-102 Delta Dagger Kitabı


     Hava Kuvvetlerimizin geçmişte kullanmış olduğu en ilginç ve heybetli uçaklardan birisi kesinlikle F-102'lerdir. Çok kısa bir süre hizmette kaldıkları için bu uçaklara dair bilgi, belge toplamak HvKK'nin diğer uçaklarına kıyasla biraz daha zordur. Bu sebepten birazdan bahsedeceğim konu biz uçak seviciler için son derece önemli bir konu. 
F-100 kitaplarını okuyunca koştura koştura gidip bir F-100 kiti almıştım
     Daha önce Türk F-100'leri üzerine yazmış olduğu iki ciltlik muhteşem kitaplarıyla tanımış olduğumuz Levent Başara, uzun zamandır F-102'ler üzerine çalışmaktaydı. Sonunda kitap raflardaki yerini aldı. Zaten uzun zamandır "Kitap ne zaman çıkacak? Hala çıkmadı mı?" sorularıyla Levent Bey'in başının etini yemekteydik. Kitap satışa girer girmez hemen aldım. 11 yıl görevde kalan, Kıbrıs Barış Harekatı'nda çok önemli operasyonları gerçekleştiren bu heybetli kuşa dair bir sürü şey öğrendim, uçağın tarihine ışık tutan bir sürü de fotoğraf görüp hüzünlendim. Okuma oranlarının bu derece düşük olduğu bir memlekette böyle bir kitabın çıkarılabilmesi açıkcası çok büyük şans. Kitabı birkaç defa okuduktan sonra zannediyorum yine yeni kitaplar için Levent Bey'in başının etini yemeye devam edeceğiz, ancak şimdilik ne olur sizler de bu kitaplara karşı ilgisiz davranmayın. Okuyun, okutun! 









28 Mayıs 2018 Pazartesi

Beşiktaş Deniz Müzesi Eskiz Buluşması


     Bu hafta çok enteresan bir eskiz buluşması yaptık. Beşiktaş Deniz Müzesi'nin derinliklerine daldık. Bu müzeyi ne kadar övsem azdır. Müzenin eski hali de çok güzeldi ancak yeni binası ve bu yeni binada sergilenme imkanı bulan eserlerle birlikte müze gerçek bir donanma müzesine dönüştü. Bu sebepten bu müzede yapımında, yaşatılmasında, korunmasında emeği geçen herkese çok büyük şükran borçluyum. Bununla birlikte hiçbir ortamda bu kadar rahat çizim yapma imkanımız olmadı. Rahat rahat koridorlarda çizim yaptık, tüm çalışanlar bizlerle ilgilendiler, rahatsız etmemek için neredeyse parmaklarının ucunda gezdiler. Bizlerin böyle bir müzeye sahip olmamızı sağladıkları için başta Deniz Kuvvetleri Komutanlığına, Deniz Müzesi Komutanlığına ve müzedeki her çalışana teşekkür ediyoruz.

Müzede camekanların içine bakarken ben..

     Teşekkür faslından sonra Jules Verne faslına geçebiliriz zannediyorum. Bu müze ve Koç Müzesi'ne her girişimde, elimde değil kendimi Denizler Altında 20.000 Fersah kitabının içine kaçmış gibi hissediyorum. Ne çizeceğimi şaşırıyorum. Bu sefer dalış ekipmanlarına yoğunlaştım. Yeni yeni Yerindeçizer olmama rağmen, bu seferlik yeminimi bozdum(merak etmeyin arkadaşlar kafamda kaşarlı poğaça parçaladılar) ve eski yeni Yerindeçizer gibi mürekkepli kalemle çizdim. Bazen eski yeni yerinde çizere ihtiyacım olmuyor değil. Kendisini yakın arkadaşlarım da pek severlerdi ancak her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi onun da başına pek güzel şeyler gelmedi. Şimdi kim bilir hangi kitabın, hangi satırında takılmakla meşguldür kendisi. Biliyorum çok konuştum haddimi aştım, ancak böyle bir çizim gününü ne kadar anlatsam azdır.






24 Mayıs 2018 Perşembe

Kedi Yavrusu Denemesi


     Hayat çok hüzünlü bir şey. Bu yaratıklara dünyayı bin yıllardır dar ediyoruz. Çok sorun çıkartanların soyunu kurutuyoruz. Nedense bu sene sadece bu yavruları gördüm sokakta. Artık ne kedi ne köpek yavrusuna rastlamıyorum o kadar gezmeme rağmen. Bugün kafamda bambaşka bir resim çizme planı vardı aslında, yanlış defteri yanıma alınca planım sekteye uğradı. Ben de mama yiyen bu kedileri fırsattan istifade çizmeye çalıştım. 

20 Mayıs 2018 Pazar

USK Istanbul Firuzağa Eskiz Buluşması



     En son üzerime bir martı fena halde pislediğinden beri artık dışarıda çizim yapmasam mı acaba diye düşünürken yine duramadım ve çizer arkadaşlarla Firuzağa'ya doğru yol aldık. Kışın resim yapmak gibi yazın resim yapmanın da kendine has zorlukları var. Bu konuya dair ayrı bir yazı yazmak istiyorum(tabii ki üşenmezsem!). 
     Bu hafta ilk defa başımıza çok ilginç bir şey geldi. Meraklı bir amcanın dikkatini çekmiş olacağız ki, gelip bize ne yaptığımızı sordu, sonra birkaç arkadaşın resmine baktı ve sonra ortadan kayboldu. Derken elinde bir poşetle çıkageldi ve poşetin içerisinde tüm çizer arkadaşlar için alınmış gofretler vardı. Böyle bir şeyle ilk defa karşılaşmış olan bizlerin ağzı haliyle açık kaldı. Yıldırım Amca'ya bu davranışından ötürü ne kadar teşekkür etsek az kalır. Hala ümit var demek ki...

     Kaderde 19 Mayıs'ta AKM'yi yıkılırken çizmek de varmış, çizimden dönüşte çok daha beter bir hale gelmişti. Bazen sayfalara garip anılar çökebiliyor.





16 Mayıs 2018 Çarşamba

İkindi Güneşi


     Dün garip anamın mutfağında otururken uğradı ilham perileri, ikindin ışık öylesine güzeldi ki, gerçekten çizmesem olmazdı. Sırf ikindi güneşi için bile resme başlanabilir. Bir çınar ağacının yapraklarından süzülen ikindi ışığını resmedebilecek düzeye geldiğim zaman kendimi olmuş sayabilirim sanırım.
     Çizgilerden vazgeçeli dünya benim için çok değişti. Öncelikle bir kere daha "Neden çiziyorum?" sorusu üzerine düşünmeye başladım. Çünkü benim için her şeyin cevabı bu soruda gizli. Bir çizim yaparken estetik kaygılarım mı ağır basıyor, yoksa kayıt altına almak isteyen, belgeleme hastası yanım mı? Bu ikisinin arasında bir seçim yapmalı mıyım? Yani sizin anlayacağınız şu aralar kafamda hep deli sorular. 

13 Mayıs 2018 Pazar

Beyoğlu Ömer Avni Parkı Eskiz Buluşması


     Bu hafta çizer arkadaşlarla birlikte sürekli aklımızdan geçen ama bir türlü fırsat bulamadığımız yerlerden birindeydik. Yine birbirinden güzel resimler çizildi, bir sürü şeyler öğrenildi. Bazı resimlerim insan içine çıkamayacak kadar kötü olsa da varacağım yere beni bir adım daha yaklaştıracak olmaları sebebiyle, onları da seviyorum. Bu yolda o resimleri de yapmam gerekiyor. Işığın bizlere oynadığı oyunları defterimize yansıtmak kolay bir iş değil. Yine de bu hafta sonu o yolun bir adım daha kısaldığını bilmek insanı mutlu ediyor.



İnsan içine çıkmaması gereken resimlerden en insan içine çıkabilitesi olanı bu, varın gerisini siz düşünün...












10 Mayıs 2018 Perşembe

USK Istanbul Has A New Logo


     Bir üyesi olmaktan son derece gurur duyduğum USK Istanbul'un artık bir logosu var. Çizer arkadaşlarımızdan biri olan Uğur Arslan tarafından tasarlanmış olması en güzel yanı. Bir yerindeçizer tarafından tasarlanmış olması bu işin ruhunu yansıtması açısından önemli. Biz çok beğendik, bakalım sizler bu konuda ne düşüneceksiniz?

Thomas Kinkade and the Plein Air Tradition


     Thomas Kinkande Amerikalı büyük bir ressam, söylentiye göre Amerika'da hemen hemen her evde mutlaka resimlerinin bir kopyası bulunmaktaymış. Kinkande Amerika'da aynı Turner gibi "Işığın Ressamı" olarak biliniyor. Ne yazık ki çok erken bir vakitte aramızda ayrılan Kinkande'ye ait bu videoya denk geldim İnternet'te dolanırken. Kendisi de aynı zamanda Plein Air Painting üstadı, yani tam karşılamasa da açık hava ressamı diyebiliriz. Elbette Plein Air Painting ve Urban Sketching tarz itibariyle çok büyük farklılıklara sahip, ancak bu durum bizlerin de aslında onlardan geldiğimiz gerçeğinin önüne geçemez. Urban Sketching ve Plein Air Painting ayrımı konusu çok uzun ve başka bir yazının konusu, şimdilik bu konuya girip başınızı şişirmeyeceğim. Onun yerine size Thomas Kinkande'nin açık hava ressamlığı hakkında hazırlanmış olan bu kısa belgeseli buraya bırakıyorum. 

9 Mayıs 2018 Çarşamba

Denemeye Devam!


     Kontur çizgilerini mürekkeplemeden yaptığım resimler iki elin parmaklarını geçti. Deneme yanıulma derken suluboyaya ait kullanmadığım bazı şeyleri artık kullanmak zorunda kaldım. Bir yandan da ışık ve gölge artık çok çok daha önemli bir hale geldi objeleri tanımlayabilmek için. Yeni ortaya çıkan sorunlardan bir diğeri de sayfaya resimleri yükleme. Tarama esnasında resimlerin renkleri uçuyor. fotoğraftaki gibi güzel görünmüyor, solukluğu gidermek için de taramayı renklendirmeye kalkınca ortaya böyle bir resim çıkıyor. Şimdilik çözüm bulmam gereken sorunlarım işte bunlar. 
     Bu tarzın hep zorluklarından dert yansam da kolay alıştım. Neden mi? Çünkü üşengeç bir insanım. Eskiden iki defa çizim yapıp sonra da boyamakla uğraşmam gerekiyordu. Şimdi çizim yaparken artık eskisi kadar vaktim gitmiyor, kaba taslak kurşunkalemle çizip, gerisini suluboyaya bırakıyorum. Şimdilik bu tarzın en güzel yanı bu.



6 Mayıs 2018 Pazar

Yeni Seçim, Yine Seçim


     Yine bir seçim ile yüz yüzeyiz ve bu durum biz vatandaşlar ve çizerler için bolca çamur, beton ve çile demek oluyor. Ayranı içen fellik fellik kazacak cadde sokak arıyor. Önce asfalt atıyorlar, döşeme yapıyorlar sonra kazıp altyapı döşemeye gidiyorlar. Zaten taze asfalt gördünüz mü oradan koşarak uzaklaşın çünkü şehrimizin damarlarında akanlardan sorumlu kurumun çalışanları taze asfaltın hastası, kazmadan geçemiyorlar. Taze asfalt gördüler mi elleri kolları titremeye duruyor. İşte bu da en azından iki haftada bir geçtiğim bir sokağın birkaç hafta önceki hali. Bu halde hemen hemen iki ay kaldı bütün cadde. Bu ortamda çizim yapmaya birşey üretmeye çalışmaktan bıktım usandım. Bizden oy isteyen sayın siyasiler, daha ne kadar ağzımızda toz, kulağımızda kırıcı sesi ile beynimiz zonklaya zonklaya çizim yapmak zorunda kalacağız. Siz de bıkmadınız mı bu manzaralardan?

5 Mayıs 2018 Cumartesi

DIY Urban Sketcher Easel


     Son birkaç buluşmadır bu şövale iyiden iyiye gönlüme yerleşti. Çok hızlı senli benli olduk. Onsuz bir tek resim çizemez oldum. Bir de 5 mm'lik ana parçayı 8 mm'lik daha geniş bir parça ile değiştirince hepten tadından yenmez oldu. Hem dışarıda çizim yapayım, hem de aman rahatımdan olmayayım diyen benim gibi tatlı su çizerlerinden biriyseniz, mutlaka kendinize basit de olsa bir adet şövale yapın. Bir anda tüm dünyanız değişecek emin olun. Şövalem ile geçirmiş olduğumuz keyifli dakikaları anlatmaya bir kaç fotoğraf yeterli olmasa da sizin de görmeniz için buraya bırakıyorum. Yapmayı düşünenlere şimdiden kolay gelsin.





Boğaziçi Üniversitesi Eskiz Buluşması


     Ördek besleyenler bilirler, o yumurtadan yeni çıkmış tatlı ördek yavruları, güzel renkli birer yetişkin olurlarken arada yoluk tavuk gibi gezindikleri bir dönem vardır. Bu dönemde bebeklik tüylerinin arasından çeşitli renklerde kalın tüyler çıkmaya başlar. Haliyle hayvanın tüyleri henüz bir bütünlük oluşturamadığı için o dönemde göze pek de güzel görünmezler. Bugünlerde yaptığım çizimlerde hep böyle, mürekkepleme işini bıraktıktan sonra resmi toparlayan unsur bir anda ortadan kayboldu ve resim objelerini bir bütün halinde toparlamak tam bir çileye dönüştü. Bu hafta sonu Boğaziçi Üniversitesi buluşmamızda yaptığım çizimlerin öz-eleştirisini yapmak gerekirse en büyük sorun şimdilik bu bence. Şimdilik bu problemin üzerinde durmam gerekiyor ağırlıklı olarak.






     







1 Mayıs 2018 Salı

Trafik Tıkanınca


     Trafikte insanın başına neler geleceği belli olmuyor. Bizde geçtiğimiz günlerde Marmara Ereğlisi civarında seyir halindeyken trafik birden tıkandı. İleri bakınca trafiğin tıkanma sebebini anlamakta güçlük çekmedim hiç. LPG tankerlerinden birisi yoldan çıkmıştı ve dolu tankeri güvenli bir biçimde kurtarabilmek için trafik tamamen kapatılmıştı. Beklerken yan tarafımızda çocukluğumdan beri hastası olduğum araba tırlarından birine gözüm ilişti ve vaktimin olacağını düşünerek direksiyona defterimi açtım hemen. Boyama aşamasına geçmeme yakın tankeri yerinden kaldırdılar, trafik açıldı ve ilerlemek durumunda kaldım. Hal böyle olunca renklendirme işini de eve bırakmam gerekti. Trafikte çizdiğim bu resim çok sevdiğim resimlerden birisi oldu. Bu anı defterime kaydetmek beni çok mutlu etti.