Maketçiliğe başladığım zamanlarda bir şeyler öğrenirim diye bayağı gezmiştim forumlarda, aslında bir ara gaza gelip fotoğraf bile yüklemek istemiştim, sonra benim durumumdaki acemi arkadaşlara yapılan gereksiz eleştirileri görünce vazgeçtim. Medeni cesaretsizlik de diyebilirsiniz buna, ama hesaba katmadığınız şey insanların uğraştıkları şeyi ne amaçla yaptıkları ve hayatlarının ne kadarını bu uğraşa vermek istedikleridir. Burada kendim için konuşmak gerekirse; tezgahta 1:48 ölçekli bile olsa hiçbir maketi üç haftadan fazla görmeye dayanamıyorum. En değer verdiğim kit bile bu süreyi aşınca batmaya başlıyor ve aceleyle bitirip yeni bir kite geçmek istiyorum. Kit bitmedikçe kafayı yiyor, sonunda kenara atıyorum. Zımpara yapmayı sevsem bile iki kat macunun ardından zımparaladığım bir yüzey halen daha düzelmiyorsa üçüncü kat macunu yapmak istemiyorum. Dışa detay bir kiti içe detaya çevirmeye kalkışmıyorum. Rus uçağı yaparken kokpit renginin tam olarak fotoğraftaki ile uyuşması gerekmiyor, yakın bir rengi tutturduysam bununla yetiniyorum. Yahut Nato uçaklarını yaparken kokpit grisi elimde yoksa yakın bir tonu kullanmak benim için ölümcül bir hata değil. Üretmeyi seviyorum, en kötü kitlere bile hasta olabiliyorum. Bu yüzden forumlarla aram hiç iyi olamadı. Birkaç defa eski yazılarda arayıp bulamadığım konularla alakalı belki yardımcı olmaya kalkan olur diye boya tabancası kullanımına dair soru sormaya yeltendim, başlığın altında o ahkam kesen abilerden kimse yoktu. İş bir şeyler paylaşmaya gelince nedense kimse kalmıyor.
Bir de maket yapmaya başlayalı biraz zaman oldu, başkalarının kitlerini de yapmaya başladığım zamandan beri tezgahtan farklı ölçeklerde, detay ve fiyat seviyesinde kitler geçti. Farkettim ki Hobby Boss, Kinetic gibi kiti detaylandırmak adına en ufak parçayı bile üçe beşe bölen kitlerle pek memnun ayrılamıyoruz. Zaten gerçek bir uçağın tamamını görüş alanıma sokacak kadar uzaklaştığımda o parçaları göremez iken niye 72 ölçekte uçağın tekerlerini dört parçada yapıyorum. Bu anlayış ne kadar gömülse de Tamiya, Hasegawa, Italieri tarzı üreticilerin de bu tarz bir bakış açısına sahip olduğunu ve üretimlerini bu anlayışla yaptıklarını düşünüyorum. Bu yüzden genellikle bu markaların kitlerini tercih ediyorum. Eğer 1:48 ölçek üzerinde konuşacak olursak, "450-750 tl bandında yüksek detay seviyesinde bir kiti yapmak mı, yoksa aynı kitin bu saydığım markalarda bulunan 200-350 tl bandında olanını mı tercih edersin?" Derseniz hemen cevabım ikincisi olur. Bir kite 500 lira verip hakkıyla yapacağım diye can çekişmektense; aynı model uçağı bu markalardan birinde daha ekonomik fiyata bulup, makul bir sürede yapıp sonra bambaşka sulara yelken açmayı tercih ederim. Elbette ben de nefsimin arzularına kulak tıkayamıyorum, şeytani hislerle petrol artığı bu malzemelere yüksek fiyatlar verdiğim vakalar da az değil, ancak bu kitlerin hiçbirine elim gitmiyor. Hakkıyla yapamam diye ileri bir tarihte imal edilmek üzere depoda bekliyorlar. Bu durum da hiç hoşuma gitmiyor, bu kadar arzuladığım modelleri yapamama duygusunu da sevmiyorum. Yine bu sebepten ötürü de yukarıdaki markaların kitlerini seviyorum.
Sonuç olarak bu yazıyı yazma amacım insanları eleştirirken onların bakış açısını anlayarak hareket etmenin gerekliliğini biraz anlatmaktı. Resimde, yahut da makette eleştiri yaparken karşıdaki insanın neyi nasıl yapmayı amaçladığını bilmeden eleştiri yapmak iki taraf içinde yararsız bir dialog olmanın ötesine geçmiyor. Her ne kadar forumlar ana başlığı altında yazıya başlasam da bu hayatın her alanında böyle. Sokakta beş dakikada yaptığım karalamaya bile gelip eleştiri adı altında laf atan bir sürü amca olduğu için konuyu sadece forumla da sınırlandırmak hatalı olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder