Ara ara zihnimde çizim konusunda birazcık sadeleşmeye gitme düşüncesi belirip kayboluyordu. Bu hafta üşengeçlikten yanıma hiçbir şey alasım gelmedi. Ancak sadeleşmek ile dımdızlak ortada kalmak arasında çok ince bir çizgi varmış. Ben bu çizgiyi fersah fersah aşarak bayağı bayağı malzemesiz yola çıkmışım. Ne telefonumda şarj, ne çantamda fırça.
Çantanın dibinde birkaç tane Sakura Pigma varmış, bir de not tutmak için hep yanımda olan Lamy Safari'm vardı. Sağdan soldan sorup bir de kesik uçlu fırça bulunca kadro neredeyse tamamlanmış oldu. Yokluk içerisinde ilk defa uzun bir aradan sonra bir usk buluşmasında resmimi tamamlayabildim. Yokluk insana neler yaptırıyor sayın okuyucu. Bu haftanın buluşması da böyleydi işte.
14 Temmuz günü bir şeyler yazıp da Atılay'dan bahsetmezsek olmaz diye düşündüm. Cumhuriyet donanmamızın ilk denizaltı gemilerinden biri olan Tcg Atılay'ın I. Dünya Savaşından geriye kalan mayınlardan birine çarparak batmasının üzerinden tam 77 yıl geçmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder