29 Aralık 2021 Çarşamba

USk İstanbul Arter Buluşması

 

     Senenin son haftasına girerken yapılabilecek en güzel şeylerden birisi de dostlarla yapılacak olan bir eskiz buluşmasıymış meğerse. Bu buluşma için Arter'e davetliydik, her ne kadar ortam benim gibi çirkinliklerden ilham alan birine göre fazla steril kaçsa da çizecek bir şeyler bulabildim. Aslında hava belki de sağlam güneşli olsaydı büyük oranda içeri ışık alan bu binada güzel gölge ve ışık oyunları yakalanabilirdi. Bunun yerine ben son derce kolay bir sahne seçtim, fakat sahneyi renklendirirken suni ışıklandırmayla aydınlatılan bir mekanda gölgelerin ne kadar garipleşebileceğini fark ettim. Resimde her ne kadar gözlemlerimden sapmasam da akla mantığa uygun olmayan bir sürü nokta olduğu şüphesiz. Büyük ihtimalle senenin son resmi olacak bu resimle sizi baş başa bırakırken nice mutlu yıllar diliyorum sizlere!  






28 Aralık 2021 Salı

2021'in Modelleri

Please notify me if this meme belongs to you!
      Bazı şeyleri birkaç defa üst üste yapınca adet haline gelebiliyor, bu yıl sonu değerlendirmeleri de biraz öyle oldu. Geçtiğimiz seneki kitler için benzer bir liste yapmıştım sonradan o liste fazlasıyla hoşuma gitti. Bir yandan da yapıp ettiklerimi kayıt altına alma konusundaki takıntılı tavrım da bu listeyi yapmam gerektiğine ikna etti beni, sonunda yap kurtul diyerek sıvadım kollarımı. Bu sene fark ettiğiniz üzere yapılan kit sayısında kilometrelerce uzaklıktaki mesafeden görülebilecek ölçüde bir düşüş söz konusu. Elbette bu düşüşe ilk bakışta model yapmaktan sıkılan bir modelcinin sebebiyet verdiği düşünülebilir, fakat ülke şartlarıyla birlikte düşünürseniz bu düşüşün sebebini daha iyi anlayabilirsiniz.

22 Aralık 2021 Çarşamba

Case Ekskavatör Çizimi

     Bu aralar eminim sizler de hayal ettiğiniz kadar muhteşem günler yaşıyorsunuzdur. Tahmin ettiğiniz gibi bende de keyifler gıcır. İyi kötü bir PC buldum şimdilik, umarım uzun bir süre idare eder bu PC beni, onun haricinde genel olarak her konuda memnunum. Özellikle şu her türlü garabeti hayırlısı diyerek kucaklayanlara bile takılmıyorum bu ara. Hiç aklıma "hayırlı" olanın çizgisini nereden çizmek gerektiğini sormak gelmiyor mesela bu şahıslara unutmuşum. Nereye kadar olanlar hayırlı, nereden sonrası hayırsız nasıl önceden kestirebiliriz bunu da düşünmez oldum. 

 

16 Aralık 2021 Perşembe

Haliç Tersanesi Vinçleri

 


    İstanbul'un en büyülü yerlerinden birisi de Haliç Tersanesi benim için. Küçük de olsa hayatımda canlı canlı kuru havuzda bir gemiyi ilk defa gördüğüm yer olması sebebiyle benim için ne kadar değerli olduğunu anlatmaya kelimelerim yetmez. Yıllar önce İstanbul'a ilk geldiğim günlerde her yere Eminönü'nden gitme gibi bir garip alışkanlığın pençesine düşmüştüm. Bir şekilde her yere sanki oradan gidiliyormuş gibi hissettiren neydi ki acaba bana? Neyse sanırım 74 numaralı otobüsler yapıyordu Mecidiyeköy-Eminönü seferlerini o günlerde. Şu anda bu düşüncem çok saçma gelebilir ama o günlerde benim için bu ulaşım ağı Gordion düğümünden farksızdı. Şişhane'den aşağıya inerken otobüs zevkten dört köşe olurdum yukarıdan tersaneye bakarken, vinçleri çizerken o günlere döndüm tekrardan.

15 Aralık 2021 Çarşamba

Kiremit Caddesi Evleri/Balat

 


     Bu post yine son derece iç karartıcı paylaşımlarımdan birisi olma potansiyeline sahip bu sebepten en baştan sizi uyarayım, gününüzü bir de ben karartmak istemiyorum. Çocukken Manisa'nın nispeten meşhur sayılabilecek akarsularından biri olan Bakırçay'ın kollarında balık tutmaya giderdik. Özellikle yazın ortalarına doğru sular iyice azalınca derenin kollarında sıkışan balıkların peşine düşerdik. Yaz kuraklaştıkça sağda solda gölcükler oluşur ve küçük, kara, çekik gözlü ada insanları gibi sepetlerle balıkları köşelerde sıkıştırıp yakalardık. Şimdi düşünüyorum da dikenlerin arasında, yılan çıyanın cirit attığı o dere kenarlarına şortla inmek için ne kadar kafayı yemiş olmak lazım acaba? Yine bir gün böyle bir balık avı esnasında bir köşeyi döner dönmez korkunç güzellikte bir manzara karşıladı bizi. Günler önce ölmüş bir atı sahibi dereye yuvarlamıştı. Görür görmez yaşadığımız şok ve korku geçtikten sonra hayvanı incelemeye başlayınca bayağı büyülenmiştim. At bizden biraz daha yüksek bir seviyede asılı kaldığı için ve buna ek olarak benim yaşıtlarına göre çok daha kısa bir çocuk olmam sebebiyle o anda hayvan gözüme gökten inmiş devasa bir Pegasus gibi göründü, ancak bu esnada olduğum yere çivi gibi çakılı kalmamı sağlayan esas unsur hayvanın gözleriydi. Çürümeye çoktan başlamış olmasına rağmen gayet canlı bir biçimde bize bakıyordu. 
     Bu anıyı Büyülü Dağ'ı okurken hatırladım, ölülerin gözünü kapatmayla alakalı bir bölüm vardı, meğerse ölülerin gözleri vefat anında kapatılmadığı takdirde sonradan sertleşen kaslar sebebiyle bu işi yapmak güçleşiyormuş. Yıllardır uzay üssünde astronotlar misali asılı vaziyette takılan jetonum o anda düşüşe geçti ve anladım ki ölürken uykuya dalar gibi gözleri kapanmıyordu insanın, aslında durum tam tersiydi. Bu durumda uyku ve ölüm arasında yüzyıllardır kurulan ilişki de ağır bir darbe almış oluyordu. Nihayet anladım ki eski insanlar ölümü bizden çok daha cesurca karşılamışlardı. Mezar taşlarından bile korkan bizler öteki dünya güzellemelerine doyamayıp bu hayatı kendimize zindan ederken onlar yaşadıkların hayatın kıymetini bilmişler ve güzel bir hayatın sonunda ölümü de bu hayatın bir parçası gibi kabullenmiş ve ölülerinin üzerine kimi zaman evlerini yapmışlardı. Yaşadığımız saniyelerin kıymetini anladıkça sanırım ölümle barışmak da kolaylaşacak gibi duruyor. En azından cennet vaatleriyle birbirimize bu dünyayı dar etmesek o bile yeter.

14 Aralık 2021 Salı

Demir Kilise ve Balat Sokaklarından Bir Kesit

 


     Uzun süredir zincirlerimi kırmış gibi çiziyordum, sonra harıl harıl eve gelip tarayıcıdan geçirip paylaşmak için can atıyordum. Bayağıdır durağanlığı yenmiş gibiydim sanki. Halbuki üç kız kardeş baş başa verip kararlarını çoktan vermişlerdi benim için. Tahmin edemeyeceğim bir olmayan bir olay gerçekleşti ve eskiden bu satırları yazmış olduğum bilgisayarım çıkmış olduğum bu yolda daha fazla dayanamadı ve geri döndürülemez biçimde bozuldu. Yeni bilgisayar fiyatlarına malum şartlardan ötürü bakamadım bile. Tam da hızımı almışken olacak iş miydi şimdi bu? Neyse sayın okur şimdilik işyeri bilgisayarıyla idare edeceğim bir süre.

19 Kasım 2021 Cuma

USS Porter DDG-78 (Arleigh Burke-Class Destroyer)

 

    15 dakikada çizim metodunun gemiler için güzel olabileceği gibi bir yanılgıya kapılmıştım düne kadar, meğerse ne kadar da haksızmışım. Bir gemiyi çizmeden önce derinlemesine gözlemlemek gerekiyormuş, Bir de vakitlice çizim pozisyonunda olmak. Aslında bu geminin ilginç radarlarını, Phalanx sistemlerini detaylı bir biçimde kayıt altına almak istemiştim ancak hava yine her zamanki gibi yoğun bulutluydu ve ışık düşündüğümden çok daha hızlı kayboldu. Belki ileride daha uzun aydınlanma süresine sahip günlerde böyle bir fırsat bulurum. Kim bilir belki o zamana bizimkiler liman ziyaretlerine başlar da hasret gideririz. En son sanırım Preveze Zaferi'nin yıldönümünde Büyükada ve Salihreis yine Sarayburnu'nda demirlemişti, o gün çocuk gibi koşmuştuk gemilere. Özellikle Büyükada'yı görünce apayrı sevinmiştim. İyi ki üşenmeyip gitmişiz o gün. Kim bilebilirdi bu kadar uzun bir ara verileceğini, umarım pandemi sürecinde yapılamayan bu liman ziyareti hadisesi standart bir uygulama haline gelmez.

18 Kasım 2021 Perşembe

St. Pierre Hanı Arka Cephesi

    Beyoğlu'ndaki buluşmaların finali genelde hemen hemen şu şekilde oluyor, tam artık çizimi bitirdik azıcık yürüyelim sonra da dağılırız derken birden karşımıza muhteşem bir sahne geliyor ve dayanamayarak son bir resim daha yapıyoruz. Bu resmin hikayesi de böyle. Tünel'den aşağıya doğru inerken birden ara sokaktan karşımıza bu manzara çıktı, defalarca kez oradan inmemize rağmen hiç fark etmemiştik. Dayanamayıp son bir resim daha yaptık ve bu resim sanırım çoğumuz için gerçekten günün son resmi oldu.


 

17 Kasım 2021 Çarşamba

Çiçek Pasajı Çizimi

 

     Bu kadar sahipsiz kalmış başka bir şehir var mıdır acaba? Yüzyıllarca bir sürü medeniyete ev sahipliği yaptıktan sonra her gün defalarca kez mahvedilen başka şehirler de var mıdır? Biliyorum defalarca kere bu konudan bahsettim ama çizerken sürekli aklımda bu soru yankılanıyor. Böylesine güzel bir şehir nasıl bu kadar ehliyetsiz insanlara teslim edilir? Nasıl bu kadar güzel binalar tabelalara, klima hortumlarına boğulur? Son on yılda sevdiğim bir sürü yapı göz göre göre toz oldu, kimisi yıkıldı kimisi de restorasyon çalışması adı altında türlü türlü saçmalıklara maruz kaldı. Çiçek pasajını da garip bir renge boyamışlar, kumtaşı dokusu kaybolmuş, ona da ayrı sinir oldum bu buluşmada.

16 Kasım 2021 Salı

Taksim Meydanı Çizimi

 

     Taksim Meydan'ında daha önce defalarca çizim yapmış olmama rağmen meydanın sembolü olan Cumhuriyet Anıt'ını hiç çizememiştim. Sonradan anıtın daha önce hep diğer tarafında çizim yaptığımı farkettim ve o anda neden anıtı çizmeye girişmediğim sorusunun cevabı zihnimde şekillenmedi desem yalan olur. Bu hafta yine buluşma yerine erken gittim ve planladığım gibi anıtı çizmeye koyuldum. Anıtı çizerken orada anıta çelenk bırakmaya gelen DSP'li insanlar vardı, sonra beyaz güvercinli mavi bayrakları görünce çocukluk yıllarına döndüm. Meğerse hala DSP siyasi hayatını sürdürüyormuş. Herneyse fazla düşüncelere dalmadan çizime devam ettim, Taksim'in ruhu resmin her yanına iyice sinsin diye resmi yaparken maksemden doldurduğum suyu kullandım. Nihayetinde bol miktarda bariz hata barındırsa da artık defterimde anıta ait bir resim bulunmakta. Açıkçası böyle uzun zaman çizmek  isteyip çizemediğim resimleri çizince biraz hüzünleniyorum, ömrümden bir sayfa daha gitmiş gibi hissediyorum. Sanki geride ne kadar çok çizilecek resim bırakırsam o kadar uzun yaşayacakmışım gibi. Kendi kendimi gaza getirme konusunda ne kadar mahir olduğumdan daha önce bahsetmiştim, madalyonun diğer tarafında da böyle saçmalıklar var işte. 

15 Kasım 2021 Pazartesi

USk Istanbul İstiklal Cad. Buluşması

 

  Bu hafta sizlere Taksim civarında buluşan bir garip insan topluluğundan bahsedeceğim. Bu bahsettiğimiz şahıslar TC simülasyonuna daha fazla dayanamayıp ilginç ilginç metotlarla bu suni gerçekliğin sınırlarını zorlamaya ant içmişler ve defterlerini alıp yine düşmüşler yollara. Dedikoduya göre çene çalmaktan normalde beş saatte iki resimden fazla iş çıkaramayan bu ekip onbeş dakikada bir lokasyon değiştirerek gün içinde sekiz farklı resim çizerek kendi rekorlarını kırmışlar. Buluşma sonrası kendini hala toplarlayamayanlar da olduğu bilgisi de tarafıma sızdırıldı bir miktar kulağı delik insan tarafından. Her ne kadar konuşulanlar ekibin bir daha böyle saçma işlere kalkışamayacağı yönünde olsa da USk İstanbul ekibi eminim her zaman insanları şaşırtmayı başaracak garipliklerle onların karşılarına çıkmayı başaracaktır.

3 Kasım 2021 Çarşamba

USS Mount Whitney Liman Ziyareti

 


     Kit siparişi verirken düzenli olarak karşıma çıkan ve her seferinde de bu nasıl bir çirkinliktir diyerek uzun uzun baktığım USS Mount Whitney gemisinin liman ziyareti yapacağını duyunca hemen programımı yaptım elbette. Hava şansıma gün boyu kapalıydı, her ne kadar ofisten vaktinde de çıksam bir miktar karanlığa kalmış oldum. Aslında planım vapura binip karşıya geçerken gemiye biraz daha yakından bakmaktı ancak karanlık bastırınca yapabileceğim pek bir şey kalmadı. Zaten gemiye bakarken TCG Anadolu aklıma geldi, tadım kaçtı biraz. Yıllardır soğuyamadık ülkece, kimle müttefikiz, kime neden düşmanız belli değil, ahkam kesmekten masaya oturamadık bir türlü. Fırtınada savrulan yaprak gibiyiz. Dünya yarılıyor, tüm dengelerin içine sıçılıyorken keşke biraz daha ne yaptığını bilen, öngörülebilir bir devlet yapısına sahip olabilseydik. Keşke çoluk çocuk geleceğe bakarken bu kadar karamsar olmasaydı.

20 Ekim 2021 Çarşamba

Su Deposu/Yalova

     Bu ara kendimi çizim yapmak için zorluyorum, üzerime kış erken çöktü. Erkenden saldım kendimi, arazide ekip arkadaşlarımı beklerken zamanı değerlendirmek adına şu sahneyi çizsem mi diye düşündüm. Sonra o deftere mi çizsem, bu deftere mi diye iki saat bir onu denedim bir bunu, sonra bari kağıt harcama rastgele bir deftere yap geç dedim. Yaparken de etrafa baktıkça içim daraldı, her yerde dal parçaları vs. yığılmış, hepsi iç içe. Kendimi bir an Lars von Trier'in Antichrist filminde ormandan korkan abla gibi hissettim. Sonra bir şeyler karaladım, karaladığımı da sevemedim, zaten zerre motivasyonum yoktu. Resme biraz heyecan katmaya çalışsam da nafile, insanın içinden gelmeyince olmuyor. Sonuçta ortaya böyle bir şey çıktı. İstanbul'da başlayıp Karasu'da devam eden, sonrasında Yalova sahillerinde ilerleyip yine İstanbul'da son bulan garip bir günden geriye bir şeyler kalsın istedim.





 

14 Ekim 2021 Perşembe

Kurbağalı Dere

     Çocukken günlük notlar almayı çok severdim, her akşam kırtasiyeden özene bezene aldığım defterlerimden birini açar o güne dair aklıma  gelenleri karalardım. Bunu özel hissettiğim veya değerli fikirlerim olduğunu hissettiğim için falan değil, sadece olayları kayıt altına alma tutkusuyla yapardım.

13 Ekim 2021 Çarşamba

Baz İstasyonu (Kurbağalı Dere)

 

 
     Öylece duruyordu bu direk tam oturduğumuz yerin karşısında, çizer arkadaşlardan Aysun'un önerisine uyup çizmeye karar verdim. Sonrasında antenlere daha dikkatli bakar oldum, karmakarışık kablolardan oluşan bu aygıt birden bire büyüleyici gelmeye başladı. Çok saçma sapan şeylerden çizim için çok güzel malzeme çıkabiliyor. 

28 Eylül 2021 Salı

USk Istanbul Çizgi Festivali Buluşması / Yoğurtçu Parkı

 

     Uzun uzun yazdıktan sonra garip bir biçimde post havaya uçunca tekrardan kaleme almak durumunda kaldım. Haliyle motivasyon düzeylerinde gözlemlenebilir seviyelerde bir azalma söz konusu oldu. Daha önce yazdıklarımı tekrardan hatırlamakta zorlandığım için kısaca bir özet geçmek gerekirse gün ana hatlarıyla şu şekilde geçti; havalar yavaş yavaş kışa dönerken belki de son güneşli ve sıcak günlerden birinde buluşmuş olduk. Kadıköy Belediyesi tarafından düzenlenmekte olan Çizgi Festivali'ne davetliydik bu sefer, doğrusu hiç bu kadar çizime meraklı insanın arasında çizmemiştim, biraz utandım uzun bir aradan sonra ilk defa. 

23 Eylül 2021 Perşembe

Kutup Filmleri

Roald Amundsen's Expedition Map(Great Soviet Encyclopedia)

     Birkaç yıldız buna benzer bir post hazırlamak istiyordum, üşengeçlikten başına oturamadım, fakat filmleri izlemeye de devam ettim. En azından kendime geride düzenli bir listenin kalması için böyle bir listeye ihtiyaç hissettim. Belki ileride başka konular için de benzer bir yol izlerim, bazı tematik filmleri, kitapları unutmamak için kayıt altına almam gerekiyor. Bu yazının amacı Kuzey ve Güney Kutup daireleri içerisinde veya bu bölgelere yakın yerlerde geçen filmleri(belki ilerleyen zamanlarda kitapları) bir kenara not etmek. Kutuplarda geçen her türlü filmi burada toplamaya kararlıyım. Bu konuda sizlerin de yardımlarını bekliyorum. Yazının şu anda okumakta olduğunuz hali en güncel hali değil, sağlıklı nefes alıp verebildiğim süre zarfı içerisinde bu temaya sahip bir film izlediğim sürece listeye ekleme yapmaya devam edeceğim. Son olarak şunu tekrardan hatırlatmalıyım ki safkan kutup filmleri haricinde belli başlı sahneleri kutuplarda geçen filmleri de listeye dahil etmeyi doğru buldum, bu sebepten ötürü her filmin altına kısaca filmin konusu hakkında notlar ekledim. Dediğim gibi bu yaşayan bir liste ve sizlerin de yardımlarını bekliyorum.

13 Eylül 2021 Pazartesi

Mevsim Geçişlerinde Ayarımın Kaçması Üzerine

 

     Genel itibariyle her sıcak-soğuk veya tersi mevsim geçişlerinde yaşadığım bir sorun var, bunu yıllardır bir türlü çözemedim. Bu sorun genellikle bahsettiğim üzere mevsim geçişlerinde ortaya çıkıyor, en yoğun olarak yaşandığı dönem yaz geçişleri, ancak yazdan sonbahara geçerken de benzer şeyler yaşıyorum. Bir türlü renk tonlamasını tutturamıyorum, bir de bu resmi çizdiğim yerde hemen hemen her obje gölgede kaldığı için sorun iyice içinden çıkılmaz bir hal aldı diyebilirim. Özellikle yoğun beton yüzeylerin ışığı tüm gücüyle yansıttığı alanlarda sorun daha da büyüyor. Daha dokulu, pürüzlü yüzeyler bir şekilde ışığı dağıtıp yumuşatabiliyor, hele bir de ağaçlar varsa renkleri görmek çok daha kolaylaşıyor ama burada gördüğünüz üzere çok fena yakalandım. Zaten resme bu psikolojiyle başladığım için devamında batırmak da zor olmadı. Mevsim geçişlerinde kullanmak için adi bir defter almalıyım kesinlikle.

8 Eylül 2021 Çarşamba

İBB Döküm Hizmetleri Sahası

     Yazın ortasında başlamıştım bu resme. Çizmek için oturduğumuz  bank batıya dönüktü, bu sebepten akşamları resmi bitirmek için aynı noktaya her gidişimizde yedik ışını gittik kendimize başka yer bulduk. Resim çizmek için de katlanılacak şeyler sınırlıdır. Neyse bari bugün bitireyim dedim, alacakaranlıkta resmi boyamaya kalktık, ortaya da böyle garip bir çalışma çıktı. Açıkçası ben pek bir şeye benzetemedim ama sonuçta tarihe küçük bir kayıt düşülmüş oldu.

 

7 Eylül 2021 Salı

Yavuz Sondaj Gemisi Limanda Beklerken

 

     Bazı resimleri çizmek için çok çok kısıtlı zamanınız olabiliyor, bu resim de benim için onlardan birisi. Hafta başında Kadıköy'e geçerken bu devasa sondaj gemimiz olan Yavuz'u görmüş ancak hazırlıksız yakalandığım için çizememiştim. Bu sefer daha hazırlıklıydım, vapur geminin yanından geçerken sanırım altı yedi dakikalık bu süre zarfında ne çizebiliyorsam çizdim, hiç detaya giremedim. Başlıca liman yapılarını ve gemiye ait ana detayları çizdim derken zaten neredeyse gemi görüş sahamdan çıkmak üzereydi. Hemen son detayları da ekleyip sonrasında aklımda kaldığı kadarıyla renklendirdim.



6 Eylül 2021 Pazartesi

Gazhane Deresi Sk. Manzarası

 

     Buluşmalarda keşfettiğim ilginç bir özelliğim var, herhangi bir mekana gittiğimizde genellikle o mekanla en az bağlantılı resimler benden çıkıyor, bu durum kesinlikle altında entellektüel kaygılar barındırmıyor. Tamamen üşengeçlik ve rahat yer seçiminden kaynaklanıyor. Şemsiyeler altında bir vaha gibi duran koltuğa oturunca içimden hiç başka yere kıpırdamak gelmedi ve bu sebepten bende şemsiyeler arasından görünen bu sokak manzarasını çizmeye kadar verdim.

5 Eylül 2021 Pazar

Usk İstanbul Gazhane Müzesi Buluşması

 

     Bu blogda paylaşmayı en sevdiğim resimler, fotoğraflar buluşma günlerine ait olanlar. Yine bir buluşma klasiği olarak Cumartesi günü sızlana sızlana uyandım, Şikayet ede ede çantamı topladım ve düştüm yola. Sanırım ne kadar zaman geçerse geçsin bu huyum değişmeyecek, mağaramdan çıkmak her zaman benim için büyük bir sızlanma sebebi olarak kalacak. Değişmeden kalacak olan diğer bir unsur da buluşmaya giderken hissettiğim heyecan, her seferinde ilk defa gidiyormuşum gibi panikliyorum. Bu sefer buluşma yerimiz şehrin Anadolu yakasında kalan bir nokta idi. Önümüzdeki günlerde şehrin bu kesiminde daha fazla buluşma yapacağız gibi duruyor.

30 Ağustos 2021 Pazartesi

Bahariye Adası Çizimleri-3

     Yıllardır sanki sürekli aynı günü yaşıyormuş gibi hissediyorum, hatta sürekli aynı insanla konuşuyormuş gibi. Bunun sebebi de gayet basit, ne yazık ki konuşulacak onca güzel şey varken ülkede muhabbet hep dönüp dolaşıp aynı yere geliyor. Sürekli ülkede siyaset konuşuluyor, sürekli hiç değişmeyen mevzular insanların dilinde. Ülkede birkaç adamın yaptıkları haricinde hiçbir şey konuşulmuyor. Bu yüzden artık biriyle konuşurken ister yıllardır tanıdığım birisi olsun, ister yeni tanıştığım biri aslında sürekli aynı kişiyle konuşuyorum. Konuşulacak, bahsedilecek onca güzel konu varken bizim ömrümüz ne yazık ki ülke gündeminden başka bir konu olamıyor. 



29 Ağustos 2021 Pazar

Bahariye Adaları Çizim Günü

     Birkaç gün önce değerli çizer arkadaşım Tora Benzeyen ile mesajlaşırken buluşup bir şeyler çizmeye karar verdik, başlangıçta mekan Validebağ Korusu olacak iken ani bir sapmayla rotamızı Bahariye Adaları'na çevirdik. Başta adalara çıkma fikri çok parlak gelmişti, ancak sonradan Kıyı Emniyeti bu duruma ne der bilemediğimiz için sahilde kalmaya karar verdik. Buluşma sabahı yanımda nakit olmadığını fark ettim, madem biraz vaktim var caddeden içeri girip bu sorunumu çözmeliyim diye düşündüm. Bankaya doğru yürürken bir dükkanın önünde uçmaya çalışıp beceremeyen, sürekli dükkanların camına çarpan bir gri balıkçıla rast geldim.

28 Ağustos 2021 Cumartesi

Sütlüce Sahili ve Tavşan Adası-2

 
     Sıkı takipçilerim hatırlayacaktır, daha önce bir defterden yana bayağı dert yanmıştım. Bu defterle olan ilişkimizi hemen kesip koparmak yerine birazcık daha kullanıp tecrübe etme yolunu seçtim. Bahsi geçen deftere çizdiğim birkaç resmin renkleri o kadar güzel geldi ki biraz daha denemekten zarar gelmez diye düşündüm. Genel manada düşüncelerim değişmese de kimi çalışmalarda ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Biraz daha kullanıp detaylı sayılabilecek bir inceleme yapmayı planlıyorum bu defter hakkında. Eğer dikkatinizi çektiyse burada pek fazla incelemeye yer vermedim şimdiye kadar, bunun altında yatan sebep insanların biraz farklı farklı malzemeler alıp deneme-yanılma yoluyla bir şeyler öğrenmesinin daha iyi olacağını düşünmemdi. Şimdilerde özellikle sanatsal ürünlerde fiyatlar o kadar yükseldi ki; artık en azından tecrübe ettiğim ürünleri paylaşmanın daha doğru olacağını düşünüyorum, kimsenin basit bir deftere bir günlük asgari maaşlı çalışan ücreti verip nefret ederek kullanmasını istemiyorum. Bu yüzden önümüzdeki dönemde inceleme sayısını arttırmaya çalışacağım.
     Şimdi gelelim yukarıdaki resmimize, Sütlüce Parkı'nda oturmak için yine aynı noktaya gidince bir de farklı deftere, farklı malzemelerle çizeyim dedim karşı sahildeki binaları.  

15 Ağustos 2021 Pazar

Sütlüce Sahili ve Tavşan Adası

  
     Şuraya ne zaman mutlu mesut bir resim koymaya kalksam kendi kendime ilk sorduğum soru "Ülkede onca saçmalık olurken postu paylaşmasan mı?" sorusu oluyor. Blogu açalı sanırım beş seneden fazla oldu, ilk günden  bu yana değişen hiçbir şey yok. Hala her gün bir sürü saçmalıkla yüzleşiyoruz ülkece. Değişen tek şey sorunların boyutu giderek daha içinden çıkılmaz bir hal alıyor olması. Özellikle bu ay neye sinir olacağımı bilemedim; kevgire dönmüş sınırlarımıza mı, yanan hektarlarca ormana mı, yoksa sırf üç-beş müteahhit para kazanacak diye dere yatağında ölen bir sürü insana mı? Tabii bu ana maddelerin her birinin altında yatan irili ufaklı bir sürü başka problemi de unutmamak gerek. Bu ortamda akıl sağlığını yitirmeden yaşayabilmek için güzel bir yol çizim yapmak.


10 Ağustos 2021 Salı

Usk İstanbul Sirkeci Büyük Postane Binası Buluşması - 2

     Birkaç hafta önce yine buradan sizlere seslenmiş ve bayağı tadımı kaçıran bir inceleme yapmak istediğimi söylemiştim. Bu inceleme Sthrathmore çizim defterimin incelemesi olacaktı. O günlerde sıkça kullandığım malzemelerle bir türlü uyum içinde çalışmamış ve tadımı bayağı kaçırmıştı. Şimdi aynı defteri başka bir malzeme kombinasyonu ile deneyince çok ilginç ve tatmin edici sonuçlara ulaştım. Emin olmak adına birkaç deneme daha yapıp incelemeyi sizlere yakın zamanda sunmayı planlıyorum. Ben yeni denemeler yaparken sizi bu hafta çizmiş olduğum bu resimle baş başa bırakıyorum.

9 Ağustos 2021 Pazartesi

Sirkeci Büyük Postane Binası Buluşması

 


     İçinden geçtiğimiz şu son on günlük süreçte eminim sizlerin de gördükleriniz karşısında çaresiz hissetmekten ruh haliniz dengesini tamamıyla yitirdi. İtfaiye araçlarına ait siren sesleri yangın alanlarında yaşamıyor olsak dahi  ekranları kapattıktan saatler sonra bile beynimizin içinde yankılanmaya devam etti. Hala sönmeye direnen bölgeler var, ekipler çalışmalarını sürdürüyor bildiğimiz kadarıyla, ancak umarım yangınlar daha fazla devam etmez ve bu son yangınlar ders çıkardığımız facialar arasına girer.

18 Temmuz 2021 Pazar

Münasebetsiz Amcalar

     Geçtiğimiz hafta birlikte çalıştığımız diğer ölçme ekibine yardımcı olmak için birlikte bir şantiyeye gittik. Benim işim arabada kalıp ekipmana sahip çıkmaktı. Ek olarak yapmam gereken bir şey de olmayınca neden resim çizmiyorum ki diye düşünmeye başladım. Derken küçük bir keşfe çıktım.

4 Temmuz 2021 Pazar

Full Moon Madness

     Nedense renk konusunu zihnimde bir türlü çözemedim. Şaşırtıcı bir biçimde benim en sevdiğim resimlerim genellikle çevremdeki insanlar tarafından en az ilgi gören resimlerim. Kendi açımdan en sendiğim resimler bir veya en fazla iki renk kullanarak yaptığım resimlerken çoğunluk cıvıl cıvıl resimleri tercih ediyor. Bu sahneyi aslında yine Gacık Köyü'nde öğlen güneşin altında beklerken çizmiştim, fakat boyama aşamasına geçemeden ekip arkadaşlarım geldiler ve alanı terketmek durumunda kaldım. Sonrasında usk mevzuatını bir kenara koyup sahneyi gece karanlığında gibi boyamaya karar verdim. Ortaya çıkan sonuç beni bayağı tatmin etti. Bu sefer ilginç de bir deneme yaparak airbrush tabancası ile biraz sis efekti denemesi yaptım. Bir dahakine daha planlı bir deneme yapacağım bu konuyla alakalı. Şimdilik sizi resmimle başbaşa bırakıyorum erkenden.

27 Haziran 2021 Pazar

Anne ve Kız

 

     Her ne kadar pek hoşlanmasam da bazı zamanlar insanları da çiziyorum. Doğrusu pek istekli değildim bu çizimi yaparken. Haliç sahilinde otururken çizecek bir şeyler bulamayınca güzel olabileceğini düşünerek bu çizime başladım. Sonradan ailenin babası da geldi ancak tekrardan bir sürü şey silip adamı eklemeye üşendim. Bu şekilde resmi tamamladım.







10 Haziran 2021 Perşembe

HMS DEFENDER, HNLMS EVERTSEN Liman Ziyaretleri

     Ülkece boğazımıza kadar siyasete battığımız su saçma sapan günlerde gündemin akışından ayrılıp kendi gündemlerim doğrultusunda ilerlemek her zaman o kadar olmuyor. Çoğu zaman çok zorlanıyorum, hele şu sıralar saçma sapan mevzularla kafamın içi o kadar dolup taştı ki sevdiğim şeylere zaman ayırmak için yeterince motivasyonu sağlayamaz oldum.

16 Mayıs 2021 Pazar

Yalova Gacık Köyü Manzarası

 

     Üç resimden oluşan serinin son resmi de işte bu gördüğünüz resim. Bu resmin ardından eğer vakit ayırabilirsem bir adet defter incelemesi ve birkaç adet kit incelmesiyle bu ayı kapatmak niyetindeyim. Her ne kadar hala daha dışarıda özgürce fink atamıyor olsak da blogu tamamen boş bırakmak istememekteyim. Blogun beşinci yılını da geride bıraktığımız şu günlerde "Acaba bu blog altında çizim haricinde şeyler paylaşmasam daha mı iyi olurdu?" sorusu sürekli beynimde yankılanmaya devam ediyor, bu minvalde seyleri direkt olarak duymasam da hissettiğim oluyor çok çok az sayıdaki takipçilerimden. Açıkçası haksız da değiller, bence de blogda sadece çizimle alakalı konuları işlesem daha iyi olabilirdi, ancak çok severek takip ettiğim blogların yıllar içerisinde geçirdikleri evrimi gözlemledikçe bunun blogun geleceği için çok da avantajlı olmayacağını düşünüyorum. Sevdiğim birkaç bloggerın ayrı ilgi alanları için açtıkları farklı blogların bir süre sonra paylaşım oranlarının azaldığı ve içlerinden bazılarının zamanla canlılığını yitirdiğini gözlemledim. Bu yüzden ilgi alanımda olan her konuya ayrı ayrı sayfa açıp ilgilenmektense hepsine burada yer vermeyi kendi adıma uygun buldum. Böylelikle bir şekilde sorumluluk hissettiğim için hem çizim yapmaktan kopmuyorum, hem de ürettiğim şeyler arasında bir bağ kurarak öğrendiklerimi farklı alanlarda işime yarayacak hale getirebiliyorum. Bu konuda eğer varsa buraya kadar sabredip okuyan kahraman ademoğullarının düşüncelerini de merak ederdim doğrusu. Eğer hayatınızda herhangi bir şeyi değiştirmeyeceğine emin olduğum bu yazıyı bile sabredip okuma eyleminde bulunduysanız lütfen düşüncelerinizi aşağıya belirtin.

11 Mayıs 2021 Salı

Hayaletli Ev

     İlkokula başladığım günlerde okul yolu üzerinde, tam köşede küçük bahçeli bir ev vardı. Bu evin en garip özelliği etrafta her zaman bir yaşanmışlık olmasına rağmen asla ve asla orada yaşayan kimseyi görmemiş olmamızdı. Değişik saatlerde evin etrafında olmamıza rağmen karşımıza ev ahalisinden kimse çıkmamıştı. Ancak garip bir biçimde evin etrafından insan izleri de eksik olmuyordu. Bir şekilde camlar hep temizdi, küçük bahçeyi otlar sarmıyordu. Yine de pencereler hep karanlıktı, içeride kimseler görünmüyordu. Aynı yolu paylaştığım arkadaşlarla bu konunun içinden çıkamayıp evin adını hayaletli eve çıkarmıştık. Her çocuk gibi biz de bunu bir yerden sonra gerçek sanmaya başladık. Evin yanından yalnız geçerken içimiz ürperiyor, adımlarımız hızlanıyordu. Resmini yaptığım bu artık terk edilmiş barakayı çizerken de aklım o günlere gitti. Hatta daha da fazlasını yaptım ve Google Earth sokak görünümünden evi de buldum tekrardan. İlginç bir biçimde hemen hemen değişen hiçbir şey yok. Hatta rengi bile aynı duruyor. Hatırasını yaşatmak adına evin de görüntüsünü aşağıya bırakıyorum. Kim bilir belki hala evin yanından geçen çocuklar ufaktan tırsıyordur.



 

9 Mayıs 2021 Pazar

Tepedeki İnek

     Geçen sabah yine bir arazi ölçmesi için yola çıkmıştık. Güneş ortalığı yeni yeni ısıtırken baharla yemyeşil olmuş bir tepenin üzerine bayağı iri bir inek uzanmış, güneş sırtına tatlı tatlı vururken manzaraya doğru bakıyordu. O an ineğin bakışları o kadar bilgece geldi ki anlatamam. Hayvan sanki hayatın sırrını yıllar önce çözmüş gibiydi. Arabayla tepenin yanından geçerken o birkaç saniyelik sürede belki de hayatımın en güzel sahnesine bakıyordum. Ne yazık ki o sahneyi buraya taşımak mümkün olmadı. Onun yerine ben de arazide karşılaştığım bu iş makinasını huzurlarınıza taşıdım. Bir inek kadar bilge olan diğer bir şey varsa o da arazide terk edilmiş bir iş makinasıdır. Eğer kulak verir dinlerseniz eminim sizlere anlatacak birçok şeyi olacaktır.

15 Mart 2021 Pazartesi

Bilinmeyene Yolculuk

     Bir şeyler karalarken-yazmanın aksine- kendi içimde çok daha derinlere gömüldüğümü fark ettim. Orada bir yerde olduğundan haberimin bile olmadığı anılarımın zihnimde olmadık şekillerde canlanabildiğini gözlemledim. Bu resmi çizerken buna benzer bir ruh haline bürünmediğimi söylersem eminim sizlere karşı kötü bir yalancı durumuna düşmüş olurum. Belki de uzun bir zaman sonra antrenmansız bir biçimde çizim yaparken sabit bir vaziyette saatlerce kasılmış halde durmam sonucu oluşan kas ağrıları yüzünden eskiden gördüğüm karabasan rüyalarını hatırlamış olabilirim. 

8 Mart 2021 Pazartesi

Her Şeyin Bir İlki Varmış... (HG Space Jahannam Klim Nick Use)

    

Uzun zamandır bulaşmamak için kendime zar zor hakim olduğum bir alandı Gunpla evreni. Geçtiğimiz haftalarda Mobil Suit Gundam evreninin son çıkan serisi Iron Blooded Orphans serisini izleyince kendime koymuş olduğum tüm bariyerler yıkıldı ve bir yandan MSG'nin kalan serilerini izlerken bir yandan da Gundam kitlerini aramaya koyuldum. Ülke sınırları içerisinde ne yazık ki henüz herhangi bir dağıtımcı bu işe girmediği için ikinci el sayfalarını taramaya koyuldum. Şansıma benim gibi zor günlerde yaparım diye biriktirip biriktirip sonra bu kadar kiti koyacak yer bulamayınca satmaya karar veren birileri denk geldi ve böylelikle ilk kitimi aldım. Bu bir Schwalbe Graze'di ve o kadar çok hoşuma gitti ki boyarsam mahvederim diye boyamadan bıraktım. Sonra ikinci kitimi aldım ve bu kit de öylesine güzel ve tamamlanmış duruyordu ki yine kıyamadım ve olduğu gibi bıraktım. Sonra renklerine uyuz olduğum Space Jahannam (Klim Nick Use) kiti elime geçti. Sonunda boyayabileceğim bit elime geçmişti.  O arada bir de Jon Bius'un kanalını keşfetmiş bulundum ve videoları ihtiyacım olan son doz motivasyonu fazlasıyla sağladı.

4 Mart 2021 Perşembe

Berton Pierce's Sense Of Scale Youtube'da

 


Birkaç senedir arayıp bulamadığım filmlerden birisi de Sense Of Scale belgesel filmiydi. Bilgisayar destekli grafiklerin filmler içerisinde bu denli cirit atmadığı zamanlara ait bu filmde Hunt For Red October'dan Godzilla'ya kadar bir sürü filmde kullanılan ölçekli statik veya kinetik modelin yapım öyküsü bulunuyor. Online platformlar öncesi bir döneme ait olması ve belgeselin kısıtlı bir kitleye hitap ediyor olması biraz bulunabilirliğini imkansızlaştırsa da geçtiğimiz gün tesadüfen bir şey farkettim. Berton Pierce filmi parçalar halinde olduğu gibi Youtube'a yüklemiş. En sevdiğim filmlerde kullanılan modellere dair bilgi sahibi olmak çok heyecan verici. Belki benim gibi arayan olabilir ihtimali ile buraya bırakıyorum linki.


13 Ocak 2021 Çarşamba

#uskistchallenge 2021

 

     2020 yılını blogda sessizce kapattığımın farkındayım ve böyle olması benim de çok hoşuma giden bir durum değil. Senenin son günlerinde normalde genel bir değerlendirme yapmaya bayağı alışmıştım, yaptığım çizimler, maketler, resimler üzerinden değerlendirme yapmayı bayağı seviyordum ben de. Ancak istenmeyen gelişmeler oldu, senenin son günleri hep Covid-19 hastalığıyla geçti, toparlamam zaman aldı ve bloga elim gitmedi. Bu süreç insanı bir miktar yıpratıyormuş. 
    Senenin ilk resmi hangisi olacak derken Usk İstanbul'da bir Challenge yapmaya karar verdik ve konu mutfaktı. Çizeli bayağı zaman oldu aslında ama güzel bir ışık düşer mi acaba diye beklerken günler geçti. Çizdiğim günden beri hava yağışlı. Ch'de yavaş yavaş bitmeye dururken artık boyama işini tamamlamak istedim. İstediğim gibi olmasa da ilk resmim tamamlanmış oldu böylelikle.