Tarih boyunca insanlar gemileri hep hayalle gerçek arasına, yahut da hayatla ölüm arasında bir yerdeki suların üzerinde konumlandırmışlar. Eski dünyanın bir çok yerinde bu durumun yansımalarını görmek mümkün. Paganlarda, Antik Mısır'da, Hinduizm'de hep ölüm ve sonrası sürecinde bir gemi bulunuyor (Suyun üzerinde seyahat küçük, büyük tüm araçları bu grupta değerlendiriyorum sayın okuyucular). Hatta bazı uygulamalarda, ölüyü taşıyacak olan sandalcı arkadaşa-pek cimriymiş kendisi-, rüşvet kabilinden sikkelerin, ölünün gözleri üzerine konmasına kadar gitmiş bu olaylar zinciri. Bu yüzden gemilere ne zaman binsem sanki başka bir alemde karaya çıkacakmışım gibi bir hisse kapılıyorum. Geçen hafta öyle de oldu. Hiç aklımın ucundan bile geçmeyen bir olay beni bir iş çıkışı Üsküdar vapuruna bindirdi. Kötü de olsa o günden geriye defterimde bir resmin olması iyi oldu.
Don't you think ships are very magical? During the history our ancestor's put ships on a river between death and life or reality and imagination. Especially in the old world, you can see ships in many different death scenes. So that, I generally suppose, when I go on board to a ship, I'll go ashore in a different world or universe. So that, I always feel excited when I'm using city streamers. Here a view from one of our city streamers.