12 Ekim 2023 Perşembe

     Bu sene garip bir sene oldu benim için, sanırım tüm hayatım boyunca bu kadar amaçsız hissettiğim başka bir zaman dilimi olmamıştır. Başlarda bir noktada son bulur herhalde diye düşünüyordum, bu nedenle çok üzerinde durmadım ancak bu seferki bir türlü bitmek bilmeyen bir ruh haliymiş meğerse. Belki yaşla alakalı olabilir diye düşünüyorum. Normalde içimde gürül gürül yanan bir alev fırtınasıyla yaşardım, dağları parçalamaya yetecek kadar enerjim vardı, şimdi ne gerek var diyen bir dayıya dönüştüm. İşin kötü tarafı bu bana kötü de hissettirmiyor, beni kaygılandıran da işte tam bu kabullenmişlik. Bu sene maket yapmaya bile zar zor enerji buldum, Blender'a başlamış hatta kısa bir film yapmanın eşiğine gelmiştim tam. Hepsi kaldı kenarda köşede, Guts'ın 375. bölümdeki haline döndüm. Bu duygu vazgeçmişlikten mi yoksa pes etmişlikten mi geliyor onu da çözemedim ama kendime kalayı basma noktasına geldim. Meğerse tüm o stres ne güzel şeymiş, sofradaki marul gibi takılıyorum aylardır, artık acil olarak bu dönemi kapatmam gerekiyor. Hep bu sükun bulmuş ruh halini aradığımı düşünürdüm oysa tam bir kabusmuş. Nedense bu iyi olması gereken süreçleri insan gibi yaşayamıyorum, mutlulukla, huzurla asla başa çıkamıyorum. Normalde şu anda en huzurlu hissetmem gereken anlar içerisindeyim etrafa bakınca. İnsanların enkaz altından çıktığı savaşlarda öldüğü bir yılda ağzımı bile açmamam lazım aslında ama bu halimle de barışamadım bir türlü. Şu geçmiş buluşma postlarının altına iki satır yazmam bile aylar sürdü, beklerken sinir oldum kendime. Normalde bu resmin altına bambaşka şeyler karalamayı planlıyordum ancak duramadım, tutamadım kendimi.