27 Ekim 2016 Perşembe

Kısa Bir Aranın Ardından (After A While)


     Kısa bir aradan sonra yeniden beraberiz, bu aranın sebebi neydi diye soracak olursan eğer sevgili okur, maalesef bilgisayarımın başına gelen talihsiz şeylerden ötürü uzun bir bakım süreci oldu, bu yüzden de bu süre içerisinde çizdiklerimi paylaşamadım. Halledilen tamir probleminin ardından sizlerle ilk paylaşacağı resim, Eyüp'te kardeşimi beklerken defterime aktardığım bu sahne olacak. Sonbaharla birlikte kırmızı yapraklar defterlerimize de düşmeye başladı.

     After a while, we're together again. Because of some technical problems in my only computer, i couldn't share my works with you. After repairing, my first drawing that i'll share with you is from Eyup, which i drew when waiting for my lazy sister.


19 Ekim 2016 Çarşamba

Soğuklar Başlayınca (When The Cold Days Come)


     Daha önce bahsetmiştim, Kış mevsimi demek mümkün olduğunca dışarı hiç çıkmamak benim için. Bu sebepten çizim yapmak için dış mekanlardan ziyade iç mekanları tercih ediyorum. İşte burada da hergün baskı aldığım özaliti görüyorsunuz, oransal olarak mekan çok gerçeğine uymasa da defterimde hoş bir anı olarak bulunacak.

     I mentioned before, meaning of winter is, if it's possible, not going outside for me. So that i prefer indoors instead of outdoors. Here there is a special place for me, this place is my blueprint shop. Even this picture does not reflects proportions, it will stay as a good memory in my book. 

17 Ekim 2016 Pazartesi

Darülaceze Girişi (Entrance of Nursing Home)


     Bugün Darülaceze'nin önünden geçerken çizim yapmaya niyetlendim, niyet etmez olaydım, donmayan parmağım kalmadı elimde. Acılar içinde de olsa siz sevgili takipçilerime İstanbul'un başka bir köşesini aktarmak uğruna vazgeçmedim.

     Today, when i walking down this building, i decided to sketch, but the weather was to cold for me, when drawing none of my finger was unfrozen, then i remembered my blog, even these cold weather circumstances, for gathering scenes of İstanbul to you, did not give up and finished the sketch with my frozen hands.

13 Ekim 2016 Perşembe

Kamando Merdivenleri (Kamando Stairs)


Bu fotoğraf Henri Cartier Bresson'un, 1964 senesinde İstanbul'a geldiğinde çektiği resimlerden birisi. Bu sahneyi yakalamak için ne kadar zaman orda beklediğini düşünmeden edemedim çizim yaparken. Henri Cartier Bresson'un bu fotoğrafı çektiği yerin tam üzerinde maalesef bir araç park halinde olduğu için bende çizimimi biraz daha ileride yapmak durumunda kaldım. Yine her zamanki gibi yük kamyonları, şantiye kalıntıları arasında resmi tamamlamak için çabaladım. Buna rağmen böyle bir ustanın durduğu yerde durup çizim yapmak güzeldi.



     That photo taken by Henri Cartier Bresson in 1964, it's one of his İstanbul photos. I don't know how much he wait for capturing this scene. Because of a giant truck parked on the place that photographer take this photo, i had to draw my picture a few meters ahead. Even traffic and many other crowd conditions, i tried to capture the scene. Even the hard situations, i was very good for me to look and draw same scene with Henri Cartier Bresson.

11 Ekim 2016 Salı

İngiliz Bahriye Hastanesi (English Seaman's Hospital)


İstanbul mimari açıdan dünyanın küçültülmüş bir örneği gibi, bu dokunun içerisinde yıllardır dikkatimi en çok çeken binalardan biri olan eski İngiliz Bahriye Hastanesi, yeni Prof. Dr. Reşat Nuri Berger Araştırma ve Eğitim Hastanesi binası. Kırım savaşı esnasında tedaviye ihtiaç gören İngiliz askerlerin tedavisi amacıyla yapılmış olan bu bina, kuleleriyle, bir hastane binasından çok bir kaleyi andırıyor bana. Hastanenin giderleri İstanbul limanlarına yanaşan İngiliz gemilerinden alınan harçlar ile karşılanıyor. Bu sebepten limana giren gemileri gözlemek üzere yüksek bir kule bulunuyor binadan. İstanbul'un işgal yıllarında da yoğun olarak kullanıldığını düşündüğüm bu bina konusunda araştırmalara devam etmeyi düşünüyorum. Detaylı çizimlerimi ve çalışmalarımı sizlerle paylaşacağım şimdilik sizleri, defterime çalışırken çizmiş olduğum bir çizimini ve haftasonu binanın önünde oturup yapmış olduğum çizimiyle başbaşa bırakıyorum.

Istanbul is like a little pool with lots of architectural samples from all over the world. In this pool, one building took my attention more that others, it's old English Seaman's Hospital and new Prof. Dr. Reşat Nuri Bergen Research and Study Hospital. During the Crimmerian War, English'es constructed this building for healing the marines. With lots of little towers and a big observetion tower, this building reminds me castle. Expenses of the hospital obtaining from the English Ships which is landing to Constantinapol's port. Because of observationing these ships, they constructed main tower. I'll continue my researches and drawing later and share them with you, i believe lots of secret resting behind these wals. During the results of my research, yo can look at my sketches. First one is, a sketch that i drew before-but i cheated, i used a photo-reference for that sketch in my notebook- and second one is from last weekend, i drew it from in front of the hospital.






9 Ekim 2016 Pazar

Galata Kulesi (Galata Tower)


     "Ulema, cühela ve ehli dubara; ehli namus, ehli işret ve erbab-ı livata rivayet ve ilan, hikâyet ve beyan etmişlerdir ki kun-ı kainattan 7079 yıl, isa mesih’ten 1681 ve hicretten dahi 1092 yıl sonra, adına konstantiniye derler tarrakası meşhur bir kent vardı."

     Diye başlıyor İhsan Oktay Anar'ın, Puslu Kıtalar Romanı, tüm romanları muhteşem olan zatın satırları bu şehri yaşanılır kılıyor. Kirin, pasın içinde, gürültülü sokaklarında gezerken Konstantinapol'ün, şantiyelerine, hafriyat kamyonlarına inat, ben bu şehri İhsan Oktay'ın romanlarındaki gibi görüyorum hala. Puslu Kıtalar Atlası işte tam burada başlıyor, Galata Kulesinde, gözcülerin Arab İhsan'ın yelkenlisini haliçe girerken görmesiyle, dolayısyla benim İhsan Efendiyle tanışma hikayem de. 

     This Saturday was a reminiscent of a summer day, so that we grab our gears and found ourselves near by Galata Tower. This old tower saw lots of stories and characters during the history in Constantinapol. As an person who falled in love with old towers, Galata Tower is a perfect object for me to draw. When i drawing the tower, noticed that, it's very hard for me to arrange perspective rules on a spherical shaped object. I think, i get used to draw cubic buildings and that made my hands lazy. Sometimes it is good to find different shaped buildings to move finger muscles. 

8 Ekim 2016 Cumartesi

Jules Verne'nin Yerinde Çizerleri (Location Sketchers of Jules Verne)

Mysterious Island-Gedeon Spillet
     Bir yerinde çizere nerede karşılaşsam selam verme gereği duyuyorum. Bu sefer de Jules Verne'nin kitaplarında karşılaştığım bazı yerinde çizerlerden bahsetmek istedim. Neredeyse her Jules Verne kitabında, karşılaştığı esrarengiz coğrafyayı, makineleri yahut olayları resmeden bir çizer bulunuyor. 
     Bunlardan ilk ve en önemlisi Esrarengiz Ada kitabının kahramanlarından biri olan Gedeon Spillet. Kendisi urban sketching faaliyetlerini ilk başlatan dostlarımız gibi bir gazeteci. Adanın ve adalıların gezileri esnasında adanın tasvirlerini, olayları ve dostlarımızın üretim faaliyetlerini medeniyete döndüklerinde raporlamak üzere sürekli bir çizim faaliyeti içerisinde. Kendisinin çizim esnasında bir illüstrasyonunu bulamadığım için bu resimle yetinmek durumunda kalacağız.

Wherever i met a location sketcher, i always say hello to him or her. That time, i met them in Jules Verne's books. Today i'll introduce you to them. First and most important of them is Gedeon Spillet -which is a journalist like Gabi Campanario- for me. In Mysterious Island book, our friends end up on a strange island and Gedeon Spillet always draws geography, occasions and production activities for reporting them after arriving civilisation.

Facing The Flag-Simon Hart
     İkinci karakterimize bugün Bayrağa Karşı kitabında rastladım. Bu zat bir mühendis olmasına rağmen görevi gereği aklını kaçırmış bir dahinin yanına kimlik değiştirerek, hasta bakıcı olarak yerleşiyor ve sonrasında dahinin icat ettiği üstün silahın sırlarını öğrenmek uğruna mücadele ediyor. Kitabın bir bölümünde dış dünyadan gizli bir sığınakta geçiyor ve bu esnada mühendisimiz baştan sona her şeyi yine özgürlüğüne kavuştuğunda rapor etmek üzere yerinde çizerek not ediyor. Gördüğünüz sahnede, mühendisimiz bir infilak sonrasında kayaların arasından çıkarılıyor, fakat hala o da ne, elinden kenara not defteri süzülüyor. 

     Today, I met our second character, Simon Hart. He is an engineer and because of his secret mission, he changes his identity for nursing a crazy genius that invented a super weapon. Part of the story continuing in a mysterious cave like an arsenal and our engineer, drawing all over the cave and taking notes for a better description. Even an explosion, as can be seen in the picture in the left, he still has a book nearby him for reporting. 

Chancellor-Young Andre
     Son örnek ise; Chancellor kitabında, yolları volkanik bir adaya düşen gemi yolcularımızdan biri olan Andre, bu volkanik adacığı, yandaki sahnede görüldüğü üzere, seyahat defterine çizerek kayıt altına alıyor.

     Last example is from Chancellor. A young and nobel man named as Andre. He loved travelling and always have a notebook for some sketches and notes. Here, he is exploring a volcanic island in the ocean and recording the island with sketches and descriptive notes.

     

7 Ekim 2016 Cuma

Jules Verne Severlere (For Those Who Love Jules Verne)


     Jules Verne sevenler biliyordur, İthaki yayınları geçtiğimiz senelerde Jules Verne'nin bir çok eserini Jules Verne kitaplığı adı altında yayınladı. Bu seri genel olarak anlatım bozukluğu ve bolca imla hatası içerse de piyasadaki en geniş ve sağlam çeviri. 
     Ülkemizde Jules Verne'nin kitaplarına çocuk kitabı muamelesi yapıldığı için sadeleştirme adı altında yayınevleri, kitabın kolunu, bacağını kopartmakta herhangi bir çekince göstermiyor. İsterdim ki bu adamın eserleri yurtdışında olduğu gibi; kaliteli kağıtlara, güzel ciltlere, güzel bir biçimde tercüme edilsin, en azından Ali İhsan Tokgöz'ün çevirdiği eserlere dokunulmasın, aynen yayınlansın, bununla birlikte Jules Verne'nin zamanında basılan kitaplarda olan illüstrasyonlar, haritalar kitaplara aynen konulsun, adam akıllı kitap basılsın. Burada yer alan bağlantıda Jules Verne'nin yazmış olduğu tüm kitaplara ait basılmış olan, orjinal illüstrasyonları bulacaksınız.
     
     Here there is aspecial link for Jules Verne fans. In my country, some of publishers don't want to add illustations to books, so that, i search for that and found a very useful website. (Here is the link). If you read a Jules Verne book without original illustrations, you must check this website.

5 Ekim 2016 Çarşamba

Lincoln Island Map


     Bir kitabı okumanın yanında, kitap hakkında araştırmalar yapmak da heyecan verici. Mesela karşınıza yazarın eskizleri, planları, karalamaları çıkabiliyor ansızın. Benim de karşıma böyle bir harita çıktı. Harita, geçenlerde okumuş olduğum Jules Verne'e ait Esrarlı Ada (L'Île mystérieuse) romanında kahramanlarımız misafir eden Lincoln adasını tasvir ediyor. Bu tasviri asıl ilginç yapan husus ise, haritanın bizzat Jules Verne tarafından çizilmiş olması. 

     Collecting some information about a book is as interesting and exciting as reading the book for me. For example, when researching process, you can meet some sketches, plans or hand notes coming from writer. A few days ago i found this map. Actually when i reading the book,-which is L'Île mystérieuse from Jules Verne- i thougt, Jules Verne must leave something for describing the island, a map or a sketch. Then i searched the internet and found this map. As i guess, this map drown by Jules Verne himself. Even he passed away, still sending some gifts for us.

4 Ekim 2016 Salı

İlk Sonbahar Sahnesi (First Autumn Scene)


     Bugün Avcılar civarında saatlerce beklemek durumunda kalınca, oturduğum bankta parkı çizmeye başladım. Sonradan geçte olsa Sonbahar'ın gelmiş olduğunu ve benim de artık paletimi mevsime göre düzenlemem gerektiğini fark ettim. 

     Today, i had to wait for hours without a reason. Because of this genereous gift of my life, i started to draw the park that i sat. After some hours, i noticed something, the Autumn has changed the colors, and as for that, i noticed that, i had to change my palette  .

3 Ekim 2016 Pazartesi

Sırrı Erinç'in Arazi Defteri (Field Book of Sırrı Erinç)


     Bu yazı için, Gökhan Tan'ın Atlas dergisinde (yıl 2002, sayı 110) Sırrı Erinç'in anısına yazmış olduğu yazının girişini aynen buraya aktarmayı kendi yazacağım girişe tercih ettim. Gökhan Tan, şu sözleri sarfediyor; 



     Coğrafyamızın belleği, modern yer bilimlerinin öncüsüydü. Sırrı Erinç’in ölümüyle Türkiye coğrafya hocasını yitirdi. 


Sırrı Hoca’yı bir çizgi roman kahramanına benzetiyorum. Başında fötr şapka, ağzında sigarası, uçsuz bucaksız arazinin ortasında takım elbiseyle dolaşan heybetli bir adam. “ Bir arazi kıyafeti bile edindiremedim” diyor eşi Vahide Erinç: “ O da elbise, bu da elbise derdi.” Belki de Sırrı Erinç’i gerçek kılan, o elbisenin altından çıkaracağı bir pelerininin olmaması. Bizden biri olması. Hoca’nın eski fotoğrafları arasında dolaşırken, zaman zaman Vahide hanım bile onu, arazide kendisine rehberlik eden Anadolu insanlarından ayırt etmekte zorlanıyor. İpucunu yine Hoca veriyor; istisnasız gülümsüyor tüm fotoğraflarda. Muzipçe bir gülüş bu. İnsanlığa faydalı yeni bir maceranın peşindeki kahramanın gülüşü. 




     Bilim ve sanat uğruna ömrünü harcamış olan Sırrı Erinç gibi insanların, arkalarında bıraktıkları en değerli hazinelerin arasındadır not defterleridir benim için. Celal Şengör'ün ifadesi ile bilim adamının zihninde arkeolojik kazılar yapabilme imkanı sunan sayfalardan bazılarına rastladım geçenlerde. Birazdan karşılaşacağınız sayfalar, internette dolanırken rast gelmiş olduğum, Sırrı Erinç Hoca'ya ait olan ve Celal Şengör'e bırakmış olduğu bir defterin bazı sayfaları. Sayfalarda hocanın çalışma notları, arazi çalışmaları esnasında yapmış olduğu çizimler ve notlar bulunuyor.


İlk sayfada Celal Hoca'ya yazdığı nota dikkat!










Kaynaklar
  • http://muhendislik.istanbul.edu.tr/jeofizik/wp-content/uploads/2015/05/Prof.Dr_.Celal%C5%9Eeng%C3%B6r-Semineri.pdf
  • http://www.tuba.gov.tr/anasayfa/tr/makale-317-TUBA-Asli-Uyesi-ProfDr-AM-Celal-------------ENGORun-yazisi










2 Ekim 2016 Pazar

Çalışma Masam (My Corner)


     Ağustos ayı bittiği andan itibaren benim için yaz mevsimi son bulmuş demektir ve bu sebepten ötürü dışarıya çizime çıkmak istediğimde iki kere düşünürüm. Bugün her ne kadar içimde çizim ateşi yanıp tutuşsa da üşendim ve evde kalmaya karar verdim, fakat yine de çizmeye ara vermedim ve bu blogun yazıldığı o kutsal köşeyi çizdim. 

     After the mounth August, Summer season become finished for me and because of this, when i think about going outside for drawing, i think it twice. Today, even urban sketching fire burns my soul in flames, i stayed at home and draw this holly corner that this blog was created.

1 Ekim 2016 Cumartesi

Beşiktaş, Marmaris Büfe


     Yazdan kalma bu cuma gününde bayağı zamandır çizmek isteyip çizemediğim bu küçük tatlı binayı çizme fırsatı bulmama rağmen acele etmem sebebiyle berbat oldu.

     In this last days of summer, i try to draw one of my favourite little buildings, but because of my rush, i wasted the sketch.