28 Ekim 2018 Pazar

Haydarpaşa Tren Garı- Kuş Gözlem Çizimleri


     Biliyorsunuz Türkiye birçok göçmen kuşun rotası üzerinde yer alıyor. Özellikle İstanbul'da vakit ayırdığınız takdirde aynı ırka ait birbirinden farklı birçok türü gözlemleyebiliyormuşuz, bugün birazcık bu konu üzerine eğildik. 
     Lokasyonumuz Haydarpaşa Garı idi. Malum dalgakıranların üzeri birkaç çeşidin birden üreme bölgesi haline geldiği için aynı anda bir sürü kuşu izleme ve çizme fırsatımız oldu. Kuş gözlemi esnasında çizim yapmak normalde yaptığımız çizimlerden bakış açısı olarak çok farklıymış bunu öğrendim. Normalde yaptığımız çizimin aksine kuşun davranışını anlamak amacıyla olabildiğince az fırça darbesi, yahut kalem izi ile hayvanın o anki durumunu yansıtmak öncelikli amacımız olduğu için detaylı resimler yapmaktan çok silüetler çizdik bol bol. Kalemle detayın dibine vurmaya alışmış biri olarak bayağı zorlandığımı itiraf etmeliyim, ancak bu rahatlık bir yandan da çok hoşuma gitti.



24 Ekim 2018 Çarşamba

Çorlu K1 Kavşağı, Su Kanalı


     Yol yapıları uzun zaman bakımsız kaldıkları takdirde etrafta bulunan yırtıcı çalı çırpının içinde kalabiliyor. Genelde arazide çizim yapmak için vaktim olmuyor anca sahne gözlerimin önünde böylesine güzel bir biçimde uzanınca en azından bir taslak çizim yapmam gerektiğini düşündüm. Kanalın içinden ilk geçişimde fırsatım olmadı, ikinci seferde de, ancak üçüncü seferde hızlı bir biçimde ana hatlarıyla çizimi yapacak fırsatım oldu, renklendirme işlemi haliyle sonrasına bırakıldı.

22 Ekim 2018 Pazartesi

Usk Istanbul Günlükleri - Topkapı Sarayı Buluşması


     Usk Istanbul'un en zorlu ve en zevkli zamanları sonunda başladı. O güzelim yaz günleri, parklarda bahçelerde yayıla yayıla kurtla kuşla birlikte çizim yaptığımız mutlu günlerin yerini sert rüzgarlar, soğuk ve ıslak zeminler, yağmurlar aldı. Bu buluşmada ilk defa soğuğu iliklerime kadar hissettim. Hava ne kadar çok serin olmasa da hareketsiz vaziyette uzun süre kalmak insanı bir yerden sonra donduruyor. Buluşma yerimiz olan Topkapı Sarayı'da sağdan soldan esen her türlü rüzgara bağrını açtığı için biraz üşüdük. Ayrıca resimlerde fark edeceğiniz üzere çizimlerin üzerinde nokta nokta buğular, mürekkep dağılmaları gibi lekeler yer almakta. İşte bunların da sebebi tam olarak bahsi geçen arsız yağmur damlaları. Neden böyle bir şey yaptığımızı zaman zaman sorguladığım oluyor, ancak günün sonunda birlikte yaptığımız onlarca resmi ortaya koyduğumuzda bu problem hükmünü hemen kaybediyor. 
     Tabii ki bir de birbirinden deli insanlarla yola çıkınca günün nerede sona ereceğini tahmin etmek kolay olmuyor. Buluşma sonrası apar topar Cengiz Üstün'ün söyleşisine katıldık. Birazcık ünlü de olmuşuz sanırım artık. Sessiz sakin bir kuytuya oturduktan sonra konuların dönüp dolaşıp Usk Istanbul'a gelmesi bizi çok mutlu etti.







14 Ekim 2018 Pazar

Usk Istanbul Demir Kilise Eskiz Buluşması


     Yavaş yavaş benim artık kuytu bir köşeye çekilme ve ortaya mümkünse hiç çıkmama günlerim gelmiş. Şansım yaver gitmeyip de insan değil de başka bir yaratık olaydım o vakit kesinlikle kış uykularını hiç atlamaz, mağaramdan, oyuğumdan dışarı adım atmazdım. Büyük ihtimalle göç etmeye de üşenirdim kesin. Zaten yolda yorgun argın bir de kurt, kuş kovalasın ben kaçayım hiç olacak iş değil. Ancak insan olunca işler öyle yürümüyor. Çizilecek, yürünecek bir sürü yer ve yapılacak bir dünya işle dünyaya geliyor her bir fert. Bugün bu sorumluluklarımın bilincinde Usk İstanbul'daki arkadaşlarla Balat'da buluştuk ve uzun zamandır planlarımız arasında olan Demir Kilise'yi ve Balat sokaklarını çizdik.


13 Ekim 2018 Cumartesi

Atatürk Arboretumu - Agaç Dibindeki Mantarlar

     Geçtiğimiz günlerde taşrada gezerken İstanbul'da çizmekten sıkıldığımı farkettim. Tıka basa doldurulmuş pamuk çuvalları üzerine oturmuş traktör bekleyen pamuk işçilerini izlerken farkettim bu durumu. İstanbul'da oynanan tiyatroya minicik çocuklar bile ayak uydurmuş. İnsanlar kendilerine biçilen rolü sonuna kadar başarılı bir biçimde oynuyorlar. Bıkkınlıktan, yahut başka bir nedenden; sebebini bilmiyorum ama bu aralar tabiat resimleri çizmekten daha çok zevk alıyorum. Mesela yağmuru fırsat bilip ağaç köklerinden fırlayan bu mantarları çizmek beni çok mutlu etti. Yine çizimin her aşamasında "Nereden bulaştım bu işe" diyerekten etmediğim laf kalmasa da netice beni çok mutlu etti.  


10 Ekim 2018 Çarşamba

Deniz Er YerindeÇizer -4


Gece yalnız kalınca resim yapmak çok ilginç bir kendinle baş başa kalma biçimi. Merdivendeki, duvardaki herhangi bir detay dolunayda insanda çok garip izlenimler bırakabiliyor. İnsan kendi koridorlarında gezerken karşısına garip hayaletler çıkabiliyor. Masanın altına saklanmak mı yoksa kaçmak mı daha iyi bir yol bilemiyorum. Kendimize neden bu kadar eziyet ediyoruz anlamak güç. 




9 Ekim 2018 Salı

Deniz Er YerindeÇizer! -3


     Binbir çeşit ve belki de yüzlerce yıllık ağaçlar altında 21 gün geçirmek herkese nasip olmaz. İkindin vakti batan güneş altında her biri yeşilin bambaşka bir tonuna bürünen ağaçları çizmesem olmazdı. Dallarında Arap Bülbülleriyle birlikte bize son derece güzel ev sahipliği yaptılar. Onlardan ayrılmak benim için üzücü oldu. 


8 Ekim 2018 Pazartesi

Deniz Er YerindeÇizer-2


     Atatürk'ün en büyük ülkümüz olmalı dediği Deniz Kuvvetlerimizin bir ferdi olmak hayatım boyunca aldığım, alacağım en güzel ödül olabilir. Elbette aylarca dağlarda, kar altında askerlik yapmış, gazi olmuş, şehit olmuş askerlerimizin yanında asker oldum demek hiç yakışık almayacaktır, ancak binlerce yıllık bir ordunun bir parçası olmak saniyeler için bile olsa  paha biçilmez bir tecrübe. Her zaman olduğu gibi yine bu tecrübe esnasında da defterim, kalemim ve boyalarım yanımdaydı. Her yandan malzeme fışkırır bir halde çizim yapma şansım olmadığı için bu sefer olabildiğince az ve beni yarı yolda bırakmayacak şekilde malzeme seçimimi yapmalıydım. Yani bu macerada kötü sürprizlere yer olmamalıydı. 


     Öncelikle en önemli şey defter seçimi konusuydu. Kolayca cebimde taşıyabileceğim, dayanıklı ve kaliteli bir kağıda sahip, sırtı kolay kolay dağılmayacak bir deftere ihtiyacım vardı. Bu defter rahatça cebe girecek kalınlıkta ve boyutta olmalıydı. A5 ölçülerinde çizim yapan benim gibi birisi için dikine yapılmış A6 ölçülerinde bir defter ihtiyacımı rahatça karşılayabilirdi. Cepte taşınacak, terden etkilenecek ve ıslanacak olan bir defter bence tek ortalı ve zımbalı olmalı. Bu şartlarda dikişli bir sırt insana tarifsiz acılar yaşatabilir. Hal böyle olunca uzun zamandır sakladığım Aniki zulamı patlatmak zorunda kaldım. Bir defter kaybolabilir diye yanıma ikinci bir yedek defter de aldım. Ali Bey'in el emeği göz nuru Geographica deri defter kabıyla birlikte son derece kullanışlı oldu. Geographica'nın kapağına birkaç tane klips de koymayı ihmal etmedim tabii ki.  Kalın deri zor zamanlarda tablalık yapabiliyor.


     Son olarak kalemlerden ve boyadan bahsederek bu yazıyı sonlandırmak istiyorum. Yanıma iki adet Sakura Pigma Micro çizim kalemi, iki adet Uni Eye Ball fine çizim kalemi aldım.Mürekkep doldurmaya vaktim olmayabilirdi. Ayrıca mürekkebi saklamak, dolmakalemi o sıcaklıklarda muhafaza etmek son derece güç bir olay. Çirkin kazalara mahal vermemek için malzemeleri son derece basit tutmaya karar verdim. Suluboya olarak ise Winsor&Newton'un beyaz 12'li küçük kutusuna karma bir palet yaptım ve sulufırçalar ile birlikte yanıma aldım. Şimdilik maceranın bu kısmının sonuna geldik. Ali Bey'e havada, karada ve denizde her daim çizebilmemizi, yazabilmemizi sağlayan malzemeler ve ekipmanlar ürettiği için çokça teşekkür ederek bu yazıyı kapatıyorum.

7 Ekim 2018 Pazar

Deniz Er YerindeÇizer!


      Geçtiğimiz ay bedelli askerlik yasası sonrasında askere gidecek olan ilk celp belli oldu. 1. celpte ismi olanlar arasında ben de vardım. Maceralı geçen bir Ağustos ayı, üstüne bir de ev taşıma macerası, bayramı derken bir de bunların üstüne açıklanan ilk grupta ismimi görünce biraz şaşırmadım desem yalan olur. Ancak seyahat demek bolca çizim macerası demek, bu sebepten ötürü elime geçen bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek için güzel bir hazırlık yaptım. Malzemelerden sonraki yazılarda bahsedeceğim, şimdilik sadece birliğime katılmadan önceki durağım olan Mersin'de anneannem ve teyzemlerin evlerinde yapmış olduğum çizimleri sizlerle paylaşacağım.