Sizin de zihniniz size bütün gün bir ton sorgu-sualle eziyet çektirdikten sonra bir de bu yetmez deyip uykunuzda bilinçaltının rutubetli, havasız, soğuk ve sıkıcı koridorlarından bir seçki sunduğu oluyor mu? Bir de alçak herif bunu yaparken zerre zahmete girmeyip gece boyu çıkartıp çıkartıp bayat bayat kabusları yaşatıyor her seferinde . Hastalık, yüksek ateş vs. gibi durumlar harici topu topu üç tane kabusum var hiç değişmeyen, haftada en az iki gece bu kâbusları değişik kombinasyonlarla görürüm hep. Bunlardan ilki geç kaldığım veya habersiz-hazırlıksız yakalandığım lise veya üniversite vize-final sınavı kabusu, ikincisi burada pek bahsetmek istemediğim çocukluk travmalarından kaynaklı bir kabus ve sonuncusu ve en orijinali de bin bir türlü yol kâbusları-ki zihnimin en yaratıcı olduğu kısım bu kısım-. İlk kabusum olan sınav kabusunu neden gördüğümü artık anlayabiliyorum. Tamamlamadan yattığım veya tamamlamayı unuttuğum yaşantımda en ufak bir önemi bile olmayan bir iş kalemi varsa genelde o gece saçma sapan bir sınav rüyası deneyimliyorum, ancak bu son iki taneyi hangi durumlarda gördüğümü henüz çözemedim. Mesela bu ara sık sık yol kabusu görüyorum. Yol kabusu çoğunluk şu şekilde gerçekleşiyor: bir yerden bir yere kalıcı olmayan yolculuklar esnasında yasadığım bir dizi saçmalıkları içeriyor. Yolda araba, otobüs vs. bozulması, patlayan tekerler, boktan dinlenme tesislerinde görevlilerle tartışma, dondurucu soğuk gibi her türlü saçmalık buna dahil. Dün gece mesela huysuz kadının birine dondurucu soğukta şehirler arası şoförlük yapmam gerekiyordu ve nedense araç içinde yangın çıkmasından ödüm kopuyordu. Yolun sonunda tıka basa arabayı dolduran alışveriş çantaları kendiliğinden alev almaya başladı ve bunları arabadan çıkartmaya çalışırken arabanın her yerinden patlama sesleri geliyordu. Bir yandan arabadan üzerinde alevlerle fırlayıp karda yuvarlanan kadına ağzım açık halde bakarken diğer yandan da araç için "Şimdi şirkete ne diyeceğim ben?" diye yüreğime kramplar giriyordu. Başka bir gün de mesela Anadolu'nun bir ucunda bozkırın ortasında soğuktan donmuş bir halde otobüsten inmişken otobüs pat diye kalkmış oluyor ve ben bin bir zahmetle kilometrelerce ötedeki şehir merkezine ulaşıp oradan da ulaşmamız gereken son noktaya varmak için araç arıyorum. Umarım bir gün bu rüyaları da hangi şartlar altında gördüğümü bulabilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder