Bugün sizlere emektar kompresörümle tamamladığım son kitin incelemesini yapmayı planlıyorum. Kompresörün tank bölümündeki hafif hava kaçağını tamir etsin diye verdiğim tamirci motorun hava çıkışından itibaren bu bölümü tamamen parçalayınca ben de kompresörsüz kalmış durumdayım. Bu esnada yapamadığım modellere üzülürken bir yandan da ilk defa tecrübe etmiş olduğum Tamiya tarafından üretilmekte olan Toyota Celica GT-Four kitinden de bahsetmek istedim. Kitin yapımı esnasında herhangi bir aftermarket ürünü kullanmadım, çoğu sivil taşıt modelcileri tarafından kullanılmakta olan doku detaylandırma ürünlerinden de pek yararlanmadım. Hatta sonlara doğru araba gözüme aşırı derecede parlak görününce komponentlere de bulaşmadım ancak itiraf edeyim bu bayağı hatalı bir kararmış, uçaklarda gözüm hep mat verniğe alışınca araba boyasının nasıl bir şey olduğunu sanırım gözden kaçırdım.
Ululardan ulu modelci erenlerin öğüdüyle modelciliğe askeri kara araçlarıyla başlamıştım, tahmin edeceğiniz üzere askeri kara araçlarının başlangıç aşamasındaki çoğu hatayı kaldırır yapıda olmaları bu tavsiyenin sebebiydi. Kendimi asla yeterli seviyede göremediğim için çok uzun bir süre asıl modelciliğe başlama sebebim olan uçaklara geçemedim, modelcilik dergahına WWII paletli araçlarını taşıdım durdum. Bir araba modeline başlamak bana o günleri hatırlattı, ara ara yapmak istediğim modeller olsa da bu zamana kadar asla cesaret edemedim. Bu sebeple bu yazıyı sizlerle paylaşırken esas amacım ilk defa araba kiti yapmayı düşünecek olan arkadaşlara tecrübelerimi aktarmak denilebilir.
Bu kit özelinde yapım sürecinde hemen hemen hiç sorun yaşamadım diyebilirim. Uçaklardan farklı olarak çoğu şey kasanın altında kalacağı için gövde yarılarının kapanmaması, kanatların gövdeyle uyumsuzluğu gibi büyük sorunlar yaşamadım. Kasanın üzerindeki kalıp izlerini güzelce zımparalayıp kaybettikten sonra boyama kısmına geçmeniz yolunda pek de bir engel kalmıyor. Sadece bazı alanlarda plastik donarken geriye kalan büzülme çukurlarını doldurmanız gerekebilir, ki bu da biraz macun yardımıyla çözülemeyecek bir sorun değil. Sokakta sürekli önünüzden geçen bir araç türünü yapınca insan gerçeklik duygusunu kaybedebiliyor, doğrusu ben bir yerden sonra kendimi iyice kaportacı zannetmeye başladım.
Uçaklar genelde üç bölümde yapılıyor; önce kokpit ve kokpit elemanlarının boyanıp birleştirilmesi, akabinde silah yuvaları, iniş takımlarının yuvaları gibi dıştan boyanması zor kısımların tamamlanıp birleştirilmesi ve son olarak da gövdenin birleştirilip boyanması şeklinde son buluyor süreç. Arabalarda da durum benzer olsa da ortalıkta gezinen bir dolu parçanın toparlanması adına önce motor bölümünden başladım. Aracın motorunu toplarken aklıma Tan Model'in RF-84F kitinin kamera bölümü geldi, onda da bir sürü parça burun boşluğuna nasıl sığabildi diye ağzım açık kalmıştı, Tamiya yine göstermiş mühendisliğini. Sonrasında aracın iç bölümüne başladım, bu kısım en kolay kısmıydı, boya-vernik-yıkama derken tamamladın hızlıca. Elimde sadece boyanmamış gövde parçaları kalınca asıl zorlu kısım başladı.
Modelciliğin en önemli ilkesi olan "Sabır" tam da bu kısımda devreye giriyor. Efsaneye göre gerçek araba modelcileri her boya katmanı sonrası birkaç gün bekleyip ıslak zımparayla yüzeyi olabilecek en kusursuz hale getiriyorlarmış ama dediğim gibi ben dünyanın en sabırsız insanıyım. Katmanlar arasında sadece birer gün bekleyebildim. Astar aşamasında ve son boya katmanı sonrası ıslak zımpara uygulaması yapınca model yavaştan kendini göstermeye başladı ve normalde alışkın olmadığım kadar gözüme parlak göründü, sonra bir de dört beş kat parlak vernik atınca araba pırlanta misali parıldamaya başladı ama meğerse daha yolum varmış, sabırsız davranmışım, sonradan fotoğrafları çekerken anladım pasta-cila'nın önemini.
Genel olarak yapım sürecini özetlemek gerekirse ecnebilerin Straight-forward dedikleri türden sade, basit ve eğlenceli denilebilir. Genelde uçaklarda gövde, kanat parçaları arasındaki uyumsuzluklar, devasa yarıklar; sonra bunların doldurulup tesviye edilmesiyle uzun süre uğraşınca böylesine tıkır tıkır ilerleyen bir yapım süreciyle karşılaşınca insan haliyle şaşırıyor. Yine her güzelin bir kusuru var prensibince yapım aşaması son derece sorunsuz olsa da boyama kısmı cidden hata kaldırmıyormuş, herhangi bir adımda yaptığınız hata dört beş adım sonra yüzünüze tokat gibi çarpabiliyor, fakat dediğim gibi bu kitle alakalı bir sorun değil. Bu tamamladığım lk araba kiti olmasına ve yapılan onca hataya rağmen model tamamlandığında damarlarımdaki endorfin seviyesinin korkunç seviyelere ulaştığını belirtmek isterim. Uzun bir aradan sonra modelciğin başka bir alanında farklı bir şeyler üretmek heyecan verici ve yenileyici oldu benim için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder