Bugün yine bir tribute yazısıyla karşınızdayım. Bazen zaman insanın üstünden fırtına gibi geçerken geride zihninizde anılarınızın olmasını beklediğiniz yerde sizi enkaz yığınlarıyla baş başa bırakabiliyor. Eski vitrinlerde yer alan ölmüşlerin fotoğrafları bu açıdan bakıldığında gayet gerekli şeylermiş. Bazen kenara bir yerlere anısını yaşatmamız gereken insanlar için küçük bir köşe mi yapsam diye düşünmeden edemiyorum. Böyle insanlara blogda uzun uzun güzel araştırma yazıları yazmak istememe rağmen sonrasında bu proje o kadar büyüyor ki bir sürü görsel, röportaj vs. birikmiş halde kenarda bir yerde kalıp gidiyor. O yüzden bu yazıyı yüzeysel de olsa bazı ustaları hatırlamak için aldığım şahsi notlarım olarak düşünebilirsiniz.
Satoshi Kon, Susumu Hirasawa, Kentaro Miura |
Bu postta Kentaro Miura, Satoshi Kon ve Susumu Hirasawa'dan bahsetmek istiyorum. Kaç kişiyi bu üçlü kadar derinden sevebilirim bilmiyorum, ne yazık ki Kon'u 2010'da kaybetmişiz, Miura Sensei 'yi ise 2021'de ansızın bir kalp krizi sebebiyle kaybettik. Hirasawa ise şansımıza 70'e merdiven dayamasına rağmen hala üretmeye devam ediyor. Bu üçlünün elbette buluşma noktası Susumu Hirasawa, kendisi hem Berserk serisinin hem de Satoshi Kon'un hemen hemen son filmlerinin müziklerini yapan kişi, aslında sadece müzik yapan demek o kadar yetersiz kalıyor ki bu eserleri onun müzikleri olmadan düşünmek zor onunkisi bir nevi ruh üflemek denilebilir.
Berserk'e ilk rastladığımda henüz lise yıllarındaydım, Iced Earth'ün My Own Savior şarkısına yapılan bir fan klipinde rastlamıştım, şarkıdan çok klipe hasta olmuştum. Gazla çalışan bünyemde Guts'ın devasa kılıcıyla rakiplerini ikiye yardığı sahnelerin etkisini sizlere anlatamam. O günlerde cep telefonum olan CX70'in 32 MB hafızasının 28 MB'lık kısmını bu video işgal ediyordu ve günde birkaç kere izlemeden o günü kapatamıyordum. Sonra 1997'de yapılmış olan Kenpuu Denki Berserk'e başladım. O zamanlar animenin 2. ve 3. sezonu yoktu. Önce Golden Age Arc'ının filmleri ve ardından da yanlış hatırlamıyorsam 2. ve 3. sezon geldi. Mangayı okumaya çok önceleri başlasam da belli bir yerden sonra yeni sayı beklemek insana kafayı yedirir bir hale gelince ara vermeye karar verdim, bu kadar heyecanı güvercin yüreğim aylarca belki yıllarca taşıyamazdı. Derken bir Mayıs akşamı telefonun ekranında ustanın vefat haberini gördüm. Birebir tanıdığım birini kaybetmiş gibi hissettim, kaldı ki internette hala bir iki tane fotoğrafı ve birkaç röportajından başka bir şeyine de bugün bile denk gelmiş değilim. Studio Gaga 364. bölümün ustanın elinden çıkan son bölüm olduğunu ifade ediyor, bu bölüm aslında benim için bir nevi final bölümü gibi oldu. Belki de hikayenin o noktada geldiği yeri çok sevdiğim için de olabilir bu, ancak Mori Kouji de hikayeyi şimdiye kadar başarıyla göğüsledi bence, en azından 375. bölüm hala insana meraktan kafayı yedirtecek güçteydi. Animeyi izlerken müzikler bayağı hoşuma gitmişti, o zamanlar mp3 çalarımda God Of War II müzikleriyle birlikte döne döne dinliyordum fakat albümü araştırmaya gitmedim, çoğu zaman film müzikleri sipariş usulü yapıldığı için bunun animeye özel yapılmış başarılı bir iş olduğunu düşünüp dinlemeye devam ettim. (Mori Kouji'nin Kentaro Miura anısına yaptığı mangayı okumak için)
Derken yıllar sonra zannediyorum üniversitede Satoshi Kon'la tanıştım, izlediğim ilk filmi hangisiydi hatırlamıyorum ancak yine film müziklerine hasta olmuştum (nedense playlistimin çoğu oyun veya film müzikleri). Bazı filmleri hemen tüketmek istemiyorum, hem üzerlerine düşünmek hem de bir şey kaçırmamak için düzgün bir zamanda izlemek istiyorum, bu sebeple Satoshi Reis'in filmlerini bayağı ağırdan aldım, hatta bazılarını birkaç defa üst üste izledim. Susumu Hirasawa ile tam olarak gerçek manada bu noktada buluştuk, Paprika ile Millenium Actress'in müziklerinin tarzı birbirine yakın olunca acaba kim yapmış ola ki bunları diye düşünüp araştırdığımda meğersem bizim deli oğlan Guts'ın müziklerini yapanın da Hirasawa olduğunu elbette öğrenmiş oldum. Böylelikle zincirin son halkası da kapanmış oldu. Rahmetlinin Hirasawa ile olan ilişkisi sanırım iş ortaklığının ötesinde bir dostluk barındırıyormuş, Hirasawa Kon'u son anlarında ziyaret ettiğinde "hasta numarası yapma, hadi kalk ayağa" minvalinde biraz politik doğrucuların tadını kaçırabilecek laflar da içeren birkaç cümle sarf etmiş. Bir Japon zannımca böyle bir şakayı ancak samimi bir dostuna yapabilir.
Ne yazık ki çok kötü bir alışkanlığım var, sevdiğim yazar, yönetmen vs. işlerini tamamen tüketmeden kolay kolay yenilerine geçemiyorum, tüketince de eseri üreten sanatçının etkilendiği kaynakları tarama derdine düşüyorum, bu yüzden sevdiğim insanların genelde çoğu eserine hakimken bunlar dışında çok az eser sahibini tanıyor oluyorum. İşte tam bu sebeple yeni şeyler bulmam da bir hayli zor oluyor, haliyle yeni şeyler bulduğumda çocuk gibi seviniyorum. Satoshi Kon'u keşfettiğimde de böyle sevinmiştim, kendisinin çoktan öldüğünü ve artık yeni filmler yapamayacak olduğunu duyduğumda da aynı oranda üzüldüm. Nedense Kon'un filmleri pek sağda solda da bulunmuyor kimi filmlerini bulabilmek için girmediğim delik kalmadı. Filmini bulsanız da altyazısını falan bulamayabiliyorsunuz, mesela Patlabor 2'yi hala düzgün bir biçimde izleyebilmiş değilim.(Kon'dan bahsedip Mamoru Oshii abimizden bahsetmesek olmazdı, aslında ona da bir post ayırmak lazım uygun bir zamanda.)
Susumu Hirasawa yukarıdaki röportajında kendisinin Vikipedia'da farsça sayfasını gördükten sonra şöyle söylüyor. "İran'a Berserk adlı muhteşem bir gemiyle geldiğim yanılsamasından tüylerim diken diken oldu. Eminim ki hala farkında olmadan Guts'la birlikte dünyayı dolaşıyorum. Bu hayatınızdan izole bir olay değil, bu muhteşem gemiyle Berserk'teki yolculuğunuza devam ettiğinize dikkat edin." diye insanın yüreğini ürperten bir laf ediyor(hayır ağlamıyorum gözüme toz kaçtı). Benim için bu gemide bu üçlü beraber, nedense sanki hepsinin ruhunu veren Susumu Hirasawa gibi(tamam kabul Satoshi'nin sadece birkaç filminin müziğini Hirasawa yapmış). Kentaro Miura sanırım Berserk müzikleri için hiç düşünmeden Hirasawa'yı istiyor, hatta bir röportajında kendisi de Berserk panellerine abanırken Hirasawa'yı dinleyip gaza geldiğinden bahsediyordu. Konu Berserk olunca sanki ben de bu gemideki tayfalardan biri gibi hissediyorum, bir şekilde bu canavarı hep beraber yaşatıyoruz ve umarım yaşatmaya da devam ederiz. Onca satırda anlatmak istediğim hemen hemen hiçbir şeyi anlatamasam da bu ululardan ulu yüce üçlüyü belki sizlere bir parça da olsa tanıtmış olma ihtimalim bile benim için huzur verici, hiç olmazsa Satoshi Kon'u ve Miura Sensei'yi anmış olduk. Yazıyı sonlandırırken sizi ilginç bir videoyla başbaşa bırakıyorum. Bu üçlünün belki de tek ortak işi de yine bir Berserk videosu. işte karşınızda Satoshi Kon tarafından yönetmenliği yapılan kısa bir Berserk traileri. Müzik yine Hirasawa'dan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder