Son zamanlarda birçok şeyi sorgular oldum, bunlardan biriside usanmadan, bıkmadan tarihine atıfta bulunan bir millet olarak neden kendi tarihimizin mirasını bu kadar çabuk çarçur ettiğimiz. Biz değil miyiz sabah akşam 1071'den başlayıp 1453'te lafı bitiren, sonda sözü Viyana kapılarını bile inlettik diye bitiren, merak ediyorum bu kadar kendi tarihine öykünen bir millet neden kendi atalarının bıraktıklarını tarumar etmede bu kadar aceleci davranır. Özellikle son yıllarda artık ayyuka çıkan bu anlayış umarım bir son bulur ve elimizde kalan son birkaç yapıyı da koruyabiliriz. İnsanlar Avrupa'da bunu başarmışlar, koca bir şehri olduğu gibi koruyabilmişler. Keşke bizde azıcık olsun bunu başarabilseydik. Bu resimleri yaparken başından sonuna kadar aklımda hep bu düşünceler dolaşıp durdu.
When i drawing these two picture, i was thinking about conserving a city. Preserving history does not mean just preservin main monuments and structures, it means conserving the texture of the city. Most of countries, especially in my country, people assume that, it is enouhg to preserve main structures for history, but i learned how this thought was terrible in Lviv. In Lviv, citizens succeed fully protecting their texture of the city and this is very honorable. Thank you a lot for them to make that possible for us to observe their beautiful city.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder