Blender konusunda artık hafta tutmayı bıraktım, şubat ayını da sayarsak bu ay hemen hemen altı ayı tamamlamışım. Hala öğrenmek için var gücümle çalışıyorum ancak son günlerde kötü bir alışkanlık edindim. İlk zamanlar kendimi bir tanışma süreci içerisinde gördüğüm için acele etmiyordum, yavaş öğrenmek benim için herhangi bir sorun oluşturmuyordu. Aynı şeyleri milyonlarca kez denemekten sıkılmıyordum ve henüz ciddi manada bu işe zaman ve bütçe ayırmadığım için de kasmadan, yavaş yavaş, bol tekrarla ilerliyordum. Sonradan bir sürü şey öğrendim, yapabildiklerimi ve yapabileceklerimi görmeye başladım ve bu işi daha da ciddiye almaya karar verdim. Daha fazla zaman ve daha fazla kaynak ayırdım. Sürekli ortalama bilgisayarlar alıp uzun yıllar kullanan birisi olarak hayatımda yapmadığım bir şey yaptım ve gidip alabileceğim en iyi bilgisayarı aldım daha verimli çalışabilmek uğruna. Şu anda hala deli gibi çalışıyorum ancak nedendir bilinmez sürekli kendimi daha da hızlandırmam gerektiğine dair sıkıştırıyorum. Yeni bir şeyler öğrenirken en nefret ettiğim aşama daha ne kadar işin başında olduğumu anladığım aşama oluyor genelde. Eskiden olduğu gibi bolca alıştırma yapmıyorum. Bir şeyi öğrenir öğrenmez hemen yenisine geçmek istiyorum ve bu yüzden öğrendiklerimi ne kadar içselleştirebildiğime dair soru işaretlerim var. Sürekli vakit kaybediyorum, hızlanmam lazım düşüncesiyle yaşamayı bırakamıyorum. Bazı konularda sakin olmak ve yavaş ilerlemek hızlı öğrenmenin anahtarı olabilir.
Kendime bu notu düştükten sonra hızlıca bu haftanın projesine geçiyorum. Bu proje yine Ian Hubert abimizin öğrettikleri sayesinde hayat buldu. Henüz fiziki simülasyonlar konusuna giriş yapmış değilim ancak video veya image texture'lar ile yapılabilecek şeylerin sınırı yok. İşin güzel yanı simülasyonlar kadar ram veya işlemci de harcanmadan hallolabiliyor işler. Buradaki dere tamemen üstünkörü bir dere görüntüsü kullanılarak yapıldı. Etrafı da biraz doldurunca manzaranın inandırıcılığı biraz daha arttı. Artık videoların seslerine de ayrı uğraşıyorum. Kısıtlı da olsa ses kütüphanelerinden bulduklarımla idare ediyorum şimdilik. Bu iki videodan birisi gece öteki gündüz vakti olarak tasarlandı, sesleri de bu doğrultuda düzenledim. Gece daha az dış ses, gece sesleri falan ekledim, tersine gündüz daha fazla ortam sesi, gündüz yaratıklarının sesleri falan derken sanki fena da olmadı. Tek sorunum Youtube'un bu görüntülerin kalitesini kemiriyor olması, nedendir bilinmez gereksiz bir piksellenme, bulanıklık. Aynı görüntü Instagram'da çok daha şahane görünürken Youtube'da bilinmez bir sebepten ötürü cazibesini yitiriyor sanki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder