2 Ağustos 2022 Salı

Bazı Türlerle Garip Yakınlaşmalar...


     Kuşlara dinozorları düşünmeden bakamıyorum, hele de böylesi iri sayılabilecek kuşlara. Geçtiğimiz hafta Heybeliada'da gerçekleştirdiğimiz buluşmada Ruhban Okulu'nun bahçesinde bu arkadaş vardı. Ne yapacağını görmek için elimdeki yer fıstığından bir parça uzattım ve hemen atladığını gözlemledim, sonrasında hayvanı çizebilmek için beslemeye devam ettim. Bir yerden sonra görevi çizer bir arkadaşım devraldı ve kuşu çizene kadar oyaladı. 

     Hayvan elimdeki fıstığı almak için her gaga vuruşunda damarlarında hala çağlar öncesinden de olsa atalarının kanını taşıdığını gösteriyordu. Çizerken de bir yandan da aklıma şu soru geldi, acaba dinozorlarda da erkekler böyle rengarenk miydi? 

     Böyle böyle düşünürken resmi tamamladım, sonra pek hoşuma gitmedi-hala canlı varlıkları çizmekte zorlanıyorum-arka plandaki ağacı ve çalıları da ekledim sahneye. Böylesi bir güzelliğe bu kadar yakın olmak nefes kesiciydi. Kim bilir bir İspermeçeti veya Orcayı canlı canlı görsem ne yapardım? Bunu düşününce de aklıma yine Melville geldi, acaba o modern tekniklerle elde ettiğimiz bu canavarların su altı görüntülerini görse, seslerini ve onlar hakkında öğrendiğimiz yeni bilgileri duysa neler yapardı? Çizim biterken bu sorular da yavaş yavaş yerini ayrı bir dinginliğe bıraktı, sorasında kuş geriye doğru dönerken kuyruğunun ucundaki tüyleri yüzüme sakince sürüp olay yerini terk etti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder