22 Ağustos 2022 Pazartesi

Phill Tippett's MAD GOD Üzerine

    Nedense başlı başına Stop-Motion'a Amerikan sineması çoğunlukla çocuk filmlerinde  yer veriyor, burada kastettiğim şey CGI öncesi zamanda filmlerde kullanılan efektlerden ziyade baştan sonra Stop-Motion ile yapılan filmler. Aslında belki sadece Stop-Motion'a değil çizgi film veya animasyon tekniklerini de Hollywood neredeyse hep bu şekilde kullanmış. Çoğu zaman animelerde gördüğümüz yetişkin içeriği spektrumu ne yazık ki Amerikan çizgi filmlerinde veya animasyonlarında yok. Düşüncelerimi doğru anlatabildim mi bilmiyorum ama bugün size Mad God filminden bahsedeceğim.

    Phill Tippett Mad God filmi üzerinde uzun zamandır çalışıyordu, Kickstarter'da veya youtube'da uzun zamandır trailerler dolaşıyordu. Sonra ilk birkaç bölümü ücretli olarak sitesine koydu Phill Tippett ancak ne yazık ki PayPal'ın ülkeden çoktan çıkmış olması ve benim hesap kartlarımı sitenin ödeme sistemi bir şekilde tanımadığı için ilk bölümlere yaklaşamadım bile. Neyse geçtiğimiz günlerde Shutter platformunda film tekrardan vizyona girdi, oradan izleyeyim derken Shutter'ın TR'ye maalesef kapalı olduğunu öğrenip bir kere daha hayal kırıklığı yaşadım. Derken bir şekilde filmi geçen ay bulup izledim. O kadar sene sonra neredeyse mutluluktan ağlayacaktım, bu kadar mı güzel olur sahneler. İğrençliğin ve korkunçluğun bir arada böyle bir teknikle bu kadar ustaca kullanılmasına pek şahit olunmamıştır. Her ne kadar stop-motion yıllardır sinemada kullanılsa da başlı başına bu teknik üzerine kurulu böyle bir filmi seyretmek benim için çok değerliydi. Filmi izlerken eski dostlarla da karşılaştım, ilki Hasegawa'nın üretip piayasaya sürdüğü Maschinen Krieger kitlerinden biriydi. Bu sayede böyle bir projede hangi ölçeklerle çalışıldığına dair de biraz fikrim oldu. MK serisinde en büyük ölçek bildiğim kadarıyla 1/20 ölçekti (Filmdeki kitin 1/20 ölçeklisi var mı kontrol etmedim doğrusu). Diğer bir sahnede MK Fireball'un hemen yanında Robocop filminden hiç haz etmediğimiz ED-209 duruyordu. Filmde birkaç yerde de Sinbad (1958) filmindeki tepegöz canavarı vardı ancak Ray Harryhausen'in orjinal modeli miydi bilmiyorum. Nedense modelciliğe başlayalı yıllar olsa da filmlerde modelcilikle alakalı herhangi bir şey görünce çocuk gibi mutlu oluyorum hala.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder