Su üzerindeki ağaçlar, havada asılı kalmış kayalıklarla aynı etkiyi yaratıyor bende. Neden bilmiyorum biraz korkutucu ama aynı zamanda son derece çekici geliyor. Bir de ağaçların birbirinden bağımsız ve üçgen formlu olmaları bendeki bu etkiyi kuvvetlendirdi. Ortamın sessizliğini hiç bozmadan, bu kayıp ruhları tedirgin etmeden defterimizi açtık ve çizmeye başladık. Tanrıları kızdırmış olacağız ki yağmur başladı. Ancak son derece tatlı yağan bu yağmur en ufak bir şüphemizi bile çekmedi. Isınan bir tencereye atılan kurbağa gibi, önce hoşumuza gitti göle düşen damlaları izlemek. İyice rahatlamışken öyle bir bastırdı ki yağmur, yağmurluklarımızı yanımıza aldığımıza şükrettik. Apar topar çantalarımızı toplayıp kaçtık bir gölgeye.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder