16 Ağustos 2018 Perşembe

Mumya Büstü Denemesi - 1



     Antik Mısır'ın etkilemediği çocuk yoktur sanırım. Hele bir de bizim gibi ansiklopediler arasında geçen bir çocukluğunuz olduysa mumyalar, sfenksler, piramitler, çölün kumları zaten çoktan zihnin belli köşelerini işgal etmiştir. Hal böyle olunca eşşek kadar adam olsa dahi birey ruhunun bir bölümü, zamanın bilinmeyen bir kesiminde halen daha Howard Carter ile birlikte krallar vadisinde kazı yapmaya devam eder halde oluyor. Uzun zamandır zihnimin o taraflarından esen rüzgarlar inceden inceye bir mumya büstü yapmam gerektiğini kulaklarıma fısıldıyordu. Uzun zaman bu seslere kulak tıkasam da sonunda pes ettim ve bir tane yapmaya karar verdim. Denemekten ne çıkar?



     Öncelikle belirtmeliyim ki burası benim not defterim, günlüğüm. Burada bahsettiğim konuların hiçbirinde uzman değilim. Denediğim, yanıldığım, saçmaladığım, batırdığım, başardığım şeylerin bir kaydı. Bu çalışma da yine bir deneme yanılma çalışması. Yolda olmayı varmaktan daha çok seven herkes için başlıyorum anlatmaya.

Hikayemiz yine kalem kağıtla başlıyor, öncelikle Ulu Google Hazretlerinin divanına çıkıyoruz, orada bir güzel kendimize referans olabilecek fotoğrafları, kaynakları topluyoruz. Referans resmi çok önemli. Renklendirme konusunda iyi bir referansınız olmazsa benim başıma gelenleri yaşamak durumunda kalırsınız. Seçtiğim referans fotoğrafı bana pek yardımcı olmadı,çünkü tek açıdan yapılmış çalışmalar üç boyutlu başka bir çalışma için yeterli olmayabiliyor. Geriye tek bir çare kalıyor, Yaşayan Ölüler! Mumya referansı ararken de insanın kendi gibisi yok, ihtiyacım olan kalıbı yine kendi bedenimi kullanarak ürettim.  Kendi kafamdan aşağıdaki gibi bir kalıp çıkartarak bunu strafor üzerine çizdim.


     Peki neden strafor? Cevabı çok basit, hafif ve dahi dayanıklı olması bunun en büyük sebebi. Kullandığım straforlardan beş tanesi bir kafa kalınlığını bulduğu için bana yeterli oldu, ancak farklı kalınlıklarda straforlarla ölçü alınırken dikkat etmeli. Straforları birbirine tutturmak için daha önce denemiş olduğum kimyasal metotların aksine bu sefer mekanik olan yolu tercih ettim. Straforlara eğik ve birbirinden farklı açılarla bir sürü kürdan sapladım. Farklı açılarda saplanmış kürdanlar en iyi yapıştırıcıdan çok daha iyi iş yaptı ve bu durum işimi bayağı kolaylaştırdı. Ana hatlarıyla ortaya çıkmış olan kafamız hala bir kutu gibi duruyor. Bir falçata yardımıyla başladım oymaya. Boyun, Kafatasının bölümleri, göz çukurları, çene kemiği falan hep oyuldu. Geriye hemen hemen sadece açıkta kalacak kısımları kille kaplamak kaldı.


     Kille daha önce hiç çalışmamıştım, açıkçası bayağı zorlandım diyebilirim, bol bol ıslatmak gerekiyor, hem eli hem hamuru. Heykel konusunda sanırım en önemli şey kaslar ve kemik yapısı. Şakak kasları, çene kasları, elmacık kemikleri ve boyun kasları ölçeklenip yerine oturtulduğu takdirde işler daha kolay yürüyebilir. Zaten insanlık tarihine imzasını atmış, anlı şanlı bir figürü, yahut da içişleri bakanımızın büstünü yapmadığımız için bizim için büstün normal bir insana benzemesi yeterli. 
     Yüz şekillendirme konusunda zibille kaynak var, birazcık parmaklara kuvvet. Bir anotomi atlası işimizi bayağı kolaylaştıracaktır.  Kaslandırma sonrası pörtlemiş gözleri yuvalarına oturttum ve devamında deri yerine geçecek olan son kil tabakasını yüze yapıştırıp şekillendirmeye başladım. Yİne referans fotoğraflardan yaş çizgilerine, derinin katlanma yerlerine bakarak şekillendirmeye başladım. İstediğim mumya Creepy çizgiroman serisindeki mumyalar gibi olsun diye abartının her türlüsünü sonuna kadar uyguladım. Mumya hikayelerindeki çizimlerden yüz izlerine baktım ve ona göre şekillendirmeye çalıştım.


     Derken yüz bitti ve kurumaya bırakıldı. İşte buradan sonra iyiden iyiye saçmalamaya başladım. Şöyle ki sargıların kolay boyanabilmesi için sert olmasını istedim ve sık dokulu bir kumaşı alçı ve tutkal karışımına batırarak sarmaya başladı. Kumaş haddinden fazla ince naylon iplikten ve sık dokunduğu için sanırım karışımı içine çekmedi, öyle olunca alçı kumaşın içine işlemedi ve incecik bir tabaka halinde kumaşın dışına yapıştı. Bunu boyama imkanımın olmayacağını düşünerek yine peçete, tutkala döndüm, sargıları sökmeye üşendim ve peçete tutkal ile sarmaladım bir sefer de. Sargılar gerçek gibi dursun diye ince ince kestim ve tek tek sardım. Malzemeye fazla abanmış olacağım ki biraz zaman aldı kuruması. Sonrası bildiğiniz hikaye, boya badana! O kısımda işler natamam olduğu için ilerleyen günlerde bu kısımdan bahsetmeye çalışacağız, şimdilik esen kalın, çizmeye üretmeye devam edin!







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder