31 Ağustos 2018 Cuma

Usk Istanbul Kadıköy Buluşması


     Sizce insan sadece şu fani dünyada adıyla dahi olsa ölümsüzlüğü bir parça tadabilmek, yahut zaman denen fırtınanın silip süpürdüğü şu diyarda küçük de olsa bir iz bırakabilmek için mi kaleme, kağıda sarılıyor? Mağarada bile olsa eline fırça alan duvara bir şeyler karalıyor, yahut tuvale, tapınak duvarlarına, kayalara düşüncelerini, hayatını işliyor. Yahut asıl mesele kontrol edemediği zamanın gerçekliğini yeniden yaratma, sanal da olsa zamanın bir bölümünü, yahut sadece belli bir anını yeniden kurma çabası mı? Düşünsenize tüm bu tablolar, romanlar, filmler, heykeller acaba bizim tanrıcılık oyunumuzun bir parçası olabilir mi? 
     Bazen resim yaparken böyle hissediyorum, zamanın o bölümünü, en azından kendi gerçekliğimin bir bölümünü sonsuza kadar defterin sayfalarında tekrar tekrar yaşanması için kuruyormuşum gibi geliyor. Sanırım uzun zamandır cevabını aradığım neden çiziyorum sorusunun cevabı da burada saklı benim için. Ancak bu yazdığım, çizdiğim ve ürettiğim her şey için geçerli. Peki bu kadar gevezelik ne için?  Elbette bunun da bir sebebi var sayın okuyucu, ancak bu da bir başka yazının konusu, şimdilik sizi Urban Sketchers Istanbul'un birbirinden değerli çizerleri ile yaptığımız son çizim buluşmasında yapmış olduğu çizimlerle başbaşa bırakıp, bendeniz yine mağaramda tefekküre dalıyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder